Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13882 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20731 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Uşak 2. İş Mahkemesi Tarihi : 03.09.2013No : 2013/577-2013/11Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.17.8.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalıdan tahsili istemine ilişkin olan davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesi olup, anılan düzenlemeye göre, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” öngörülmektedir.Mahkemece, bilirkişiden kusura ilişkin rapor alınmaksızın, kazayı soruşturan iş müfettişinin düzenlediği raporu göre; davalı işverenin % 70, sigortalının ise % 30 kusurlu olduğu kabul edilmiş olup, iş müfettişinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda görevli olması nedeniyle, taraf konumunda olduğu da gözetildiğinde, tarafsız bilirkişilerden kusur raporu alınması gerektiği açıktır. Kusur raporlarının 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır.İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.Mahkemece, konusunda ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden oluşa ve işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uygun kusur durumlarını saptayan kusur raporu alınarak ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.