Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13860 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4412 - Esas Yıl 2016





....Dava, 09.06.2012 tarihinden sonrasına ilişkin 5510 sayılı yasanın 4/1-b maddesi kapsamındaki sigortalılığın iptali ile tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı borçlarının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dosya kapsamı incelendiğinde, 08.03.1989 tarihinden itibaren oda ve sicil kaydı bulunan davacının, vergi kayıtları nazarında 22.03.1985-25.12.1986, 08.07.1989-31.07.1997, 01.05.2008-devam şeklinde 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, en son 26.04.1999 tarihinden beri yük taşımacılığı nedeniyle vergi kaydı bulunması ve bağımsız çalışmanın devam etmesi nedeniyle geriye doğru 01.05.2008 tarihi itibariyle 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığı başlatılıp aradaki sürelerin ihya edilebileceğinin belirtilmesi üzerine, 24.03.2011 tarihinde ödeme yapıldığı ve 01.05.2008-devam şeklinde ...sigortalılığının verildiği anlaşılmakla, mahkemece her ne kadar, nakliyecilikte gerekli olan ... belgesinin yenileme hakkının 09.06.2012 tarihinde sona ermesi ve yenileme yapılmaması nedeniyle yük taşımacılığı hakkı bu tarihte sona ereceğinden, belirtilen tarih sonrasına ilişkin ...kaydının yersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.Davanın yasal dayanağı, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı ....Kanununun 4. ve devamı maddeleridir.5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasında “Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından; Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise; ./..1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, 2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, sigortalı sayılırlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.Anılan düzenleme ve devamındaki “Sigortalılığın Başlangıcı” başlığını taşıyan 7. madde hükümlerine göre, “...kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar” olarak nitelendirilen çalışanlardan “gerçek ve basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan “esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı olanlar” kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadırlar.Hâl böyle olunca, her ne kadar 2009 yılından beri aidatlar ödenmiyor olsada, 08.03.1989 tarihinden bu yana oda ve sicil kaydı bulunan ve en son 26.04.1999 tarihinden beri vergi kaydı bulunan davacı yönünden, yukarıda anılan yasal düzenlemeler kapsamında zorunlu sigortalılık şartlarının irdelenmesi gerekir. İhtilaf konusu dönemde davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığı, yapılan işin vergi muafiyeti kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilerek, yöntemince ve re’sen araştırma yapılmalı, ...belgesinin yenilenmemesi faaliyet yönünden dikkate alınmış ise de, aracın kullanılmadığına ilişkin iddia karşısında, 28.06.2012, 26.07.2012, 06.07.2013 tarihlerinde ilgili araca trafik cezası kesilerek trafikten men edilmesi, diğer taraftan aracın hasar durumuna ilişkin tespit dosyasındaki saptamalar dikkate alınarak aracın ne zamandan beri yürüyemez durumda olup olmadığı saptanarak, 1479 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.