...Asıl ve birleşen dava, davacının ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilâmına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Asıl davaya konu olayda, davacı aleyhine tahakkuk ettirilen idari para cezalarının tahsili amacı ile düzenlenen.... sayılı ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacının, anılan borçlardan sorumlu olmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptali istemi ile dava açtığı anlaşılmaktadır.5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinde idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme uyarınca; Kurum tarafından düzenlenen idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kuruma itiraz edilebilir. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulabilirler. İdari aşamada kesinleşen idari para cezaları ise Kurum alacağına dönüşür. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır. Mahkemece, 2014/18251 sayılı takibe konu idari para cezasına yönelik düzenlenen ödeme emrinin iptali isteminin reddi, anılan idari para cezası kararının kesinleşen idare mahkemesi kararı sonucu kesinleşmesi nedeni ile isabetli ise de, 2014/18459 sayılı takibe konu idari para cezası yönünden idare mahkemesinde açılan davanın akıbeti araştırılarak, elde edilecek sonuca göre davacının idari para cezasından sorumlu olup olmayacağı saptanmalı ve buna göre idari para cezalarının tahsili için düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin bir karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması;./...2-Birleşen davaya konu olayda,...sayılı icra takip dosyaları üzerinden davacıya 2009/10 ile 12. aylar arası prim borçları nedeni ile ödeme emrinin düzenlenerek tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.5510 sayılı Kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasında “İşverenin, işin emsaline, niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarı; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak tespit edilir. Söz konusu tespitler, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından yapılır.” hükmüne yer verilerek, 3. fıkrada da Kurumun tespit işlemine karşı başvuru prosedürü belirlenmiş ve Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primlerinin işverene tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edilebileceği, Kurumca itirazın reddi halinde işverenin, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabileceği belirtilmiştir.Mahkemece, öncelikle, davacıya yönelik anılan yasal düzenleme kapsamında tebliğ edilen bir prim tahakkuku işleminin varlığı araştırılarak, varsa Kurumun bu yöndeki işleminin kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddesinin 1. fıkrasında “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir.” hükmü çerçevesinde, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması; 3-Birleşen davanın konusu olan ...sayılı icra takip dosyalarından düzenlenen ve idari para cezalarını içeren ödeme emirleri yönünden ise, aynı konuda açılan ve asıl davada görülmekte olan dava dosyası göz önünde bulundurulmalıdır.Bilindiği gibi derdestlik, yasal ifadesi ile “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” bir dava şartı olup (HMK m. 114) mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gereken bir husustur. Aynı konuda açılmış ve görülmekte olan bir davanın varlığı halinde mahkemece yapılacak iş, sonradan açılan davanın dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine karar vermekten ibarettir. (HMK m. 115)Hâl böyle olunca, mahkemece, birleşen davanın konusu olan 2014/18251 ve 2014/18459 sayılı icra takip dosyalarından düzenlenen ve idari para cezalarını içeren ödeme emirleri yönünden, dava şartlarının varlığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması;4-Kabule göre de, 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesinin beşinci fıkrasında, “itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir.” hükmü yer almaktadır.../...Madde hükmü ile ödeme emrine karşı, dava açan borçlunun tamamen veya kısmen haksız çıkması halinde % 10 haksız çıkma tazminatının alınacağı açıkça belirtilmiştir. Bu düzenleme, ödeme emrine karşı mesnetsiz dava açılarak, kamu alacağının tahsilinin geciktirilmesini önlemeye yönelik olduğundan, ödeme emrine karşı açılacak davanın reddi ve davacının haksızlığının anlaşılması karşısında, anılan maddede belirtilen % 10 tazminatın hüküm altına alınması gerekir.Yukarıda belirtilen yasal düzenleme gözetildiğinde, Mahkemece; davacının açtığı davanın reddine karar verilmiş olmakla, redde konu tutar yönünden davalı Kurum lehine haksız çıkma tazminatının da hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.