...Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 26. maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa'nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “İş kazası veya meslek hastalığı, 3 üncü birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3 üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” hükmü getirilmiştir.506 sayılı Yasa'nın 26. maddesindeki sorumluluğun kusur sorumluluğuna dayandığı dikkate alındığında kusur raporlarının 506 sayılı Yasa'nın 26., 4857 sayılı Yasa'nın 77. ve ... 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa'nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına ./...yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.Somut olayda,...işyerinden on sigortalının ...düzenlenen, ...eğitimine katıldığı, eğitimin tamamlanmasıyla birlikte on kişiden altısı şehirlerarası otobüs ile dönüş yaparken, eğitime katılanlardan İdris...ait olan ...’in kullandığı hususi araç ile ... dönüş yaptıkları, dönüş yolundayken ... geçtikten sonra zeminin yağış nedeniyle ıslak olması ve viraja girerken hızın azaltılmaması nedeniyle ...’in direksiyon hakimiyetini kaybederek, solunda bulunan dere yatağına düşmesi sonucu kaza meydana geldiği, kaza da sigortalı ... vefat ettiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı sürücü ... %40, işveren ... kursiyerlerin gidiş ve dönüşlerini mutad tarifeli araçlarla yapılması yönünde herhangi bir talimat vermediği, eğitime gidiş ve dönüşü organize etmediği, araç seçimini kursiyerlerin ferden kendilerine bıraktığı gerekçesiyle %40, sigortalı ... ise mutad tarifeli ticari araçlarla seyahat etmediği, bakım ve onarım ile uzun mesafeye elverişli olup olmadığını bilmediği ve mesleği şoför olmayan işçiler ile seyahat ederek dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı belirtilerek %20 kusurlu kabul edilmiştir. Eldeki davada, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflara yüklenen kusur oranı oluşa uygun değildir. Mahkemece öncelikle meydana gelen trafik iş kazası ile ilgili açılan başka rücu davaları ile işverene yönelik açılmış maddi ve manevi tazminat davalları bulunup bulunmadığı hususu araştırılmalı, varlığı halinde ilgili mahkemelerinden iş bu dosyaya getirtilmeli, ardından iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden, 5510 sayılı Kanunun 21., 1475 sayılı Kanunun 73., 4857 sayılı Kanunun 77. ve İşçi ... 2. ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmiş, sigortalının iş kazasının gerçekleştiği işyerindeki görev ve sorumlulukları ile bu sorumlulukların yerine getirilmemesinin kazaya etkisini somut verilerek dayalı ayrıntılı irdeleme içeren kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Her ne kadar davalı ... şirketi vekili temyiz dilekçesinde, vekalet ücreti yönünden de hükmü temyiz etmiş ise de, dosya içerisinde bulunan vekaletin fotokopi olduğu, üstünde fotokopi halinde baro pulu ve vekalet harcının bulunduğu, bu haliyle vekaletnamenin geçerliliğinden bahsedilemeyeceğinden, mahkemece, davalı ... şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin, usul ve yasaya aykırılık taşımadığı, anlaşılmaktadır.3-2918 sayılı Kanunun 99. maddesinde, sigortacıların, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan tutarları hak sahibine ödemek zorunda oldukları belirtilmiş olup bu tür rücu davalarında sigorta şirketleri yönünden faiz başlangıcına karşılık gelen temerrüt tarihinin belirlenmesi gerekmektedir. Kurumca ../...şirkete başvurulmasına karşın 8 iş günü içerisinde ödeme yapılmadığı takdirde, anılan sürenin sonunda temerrüt olgusu gerçekleşeceğinden faiz başlangıcı 9. güne karşılık gelen tarih olarak kabul edilmeli, başvuru yapılmaması veya gerekli belgeler eklenmeksizin başvurulması durumunda ise şirketin temerrüdünden söz edilemeyeceğinden, faiz başlangıcı olarak icra takip günü, takip yapılmaksızın dava açılması durumunda da dava tarihi esas alınmalıdır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilerek, Kurumdan, davalı ... şirketinin usulünce temerrüde düşürüp düşürmediği araştırılıp, varılacak sonuca göre, faiz başlangıcı yönünden hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 4-Kabule göre de, dosya içerisinde bulunan ve hak sahiplerine bağlanan gelirleri gösterir peşin sermaye değerleri tablosunda, hak sahiplerine ödenen soyal yardım zammı miktarlarının tek tek belirtildiği, ancak hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda sosyal yardım zammının rücuan tazminat hesabına dahil edilmediği anlaşılmakla, bu haliyle mahkemece, hak sahiplerine ödenen sosyal yardım zammı ödemesinin, rücuan tazminat miktarına dahil edilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulması isabetsizdir.Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... şirketi vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 10.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.