Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13658 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9353 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı, davalılar Kurum ve ... ve Tar. İnş. Pet. Nak. ve San. Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Eldeki dosyada, davacının 2004/Eylül-20.10.2012 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tespiti istemli açmış olduğu davada mahkemece, davalı ... açısından davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar açısından davanın kısmen kabulü ile; davacının 16/06/2009 ile 31/08/2012 tarihleri arasında davalı...Ürünleri ve... İnş. Pet. Nak. Ve San. Tic. Ltd. Şti ne ait iş yerinde kesintisiz olarak çalıştığının tespitine, bu tarihler dışındaki süreler açısından ve bu tarihler içerisinde gösterilen süreler açısından davanın REDDİNE karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir.1)5510 sayılı ... ve ... Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan ... güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan ... güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanunun ”Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87 nci maddesi hükmünde, aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişi olarak tanımlanmış, sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin ./...de sorumlu olacağı belirtilmiştir. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, tali işveren, taşeron, alt müteahhit, alt ısmarlanan gibi adlarla anılmaktadır. Aracı kavramı, her şeyden önce, asıl işverenin varlığını, bir başka işverenin asıl işverene ait işin bir bölümünü yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait iş yerinde veya iş yerinin bir bölümünde iş alanın kendi adına sigortalı çalıştırmasını gerektirir. Asıl işverenle aracı arasındaki ilişki taşıma, eser ve benzeri sözleşmelere dayanabilir ise de, hiç bir şekilde hizmet akdi unsurları bulunmamalıdır. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün aracı tarafından görülmesidir. Aracı kavramının belirleyici özelliği, asıl işverene ait işten bir bölüm iş alınması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırılmasıdır.506 sayılı Kanunun 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir. Bu hüküm ile asıl işverenin bu Kanun bakımından söz konusu çalışma ilişkisi çerçevesinde, alt işverenin işçilerine karşı olan bütün ödevlerinden sorumlu tutulmasındaki gaye, gerek sigortalıların, gerekse sigortalılara verilecek ... güvenlik haklarını uygulayan ... Kurumunun hak ve alacaklarını güvenceye almaktır. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinde yasa koyucu konuyu işçi yararı yönünden ele almış ve her iki işvereni, alt işverenin işçilerine karşı birlikte sorumlu tutmuştur.Alt işveren, asıl işverenin vekili durumunda değildir. Asıl işverenle arasında istisna, kira, taşıma vb. sözleşme vardır ve yüklendiği işi asıl işveren adına değil, kendi adına ve hesabına, ayrı bir işveren olarak kendi işçileri ile yapmaktadır. Alt işveren ilişkisinde, asıl işverenin, alt işveren ile birlikte alt işverenin işçilerine karşı müteselsil sorumluluğu vardır. Alt işverenin işçileri, alt işverenin ödemekten kaçındığı ücretlerini veya iş kazasından doğan tazminat alacaklarını asıl işverenden isteyebilirler. Asıl işverenle alt işveren, aralarında yaptıkları anlaşmayla bu kuralı bertaraf edemezler.Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu'nun 2010/21-739E-2011/5 K. ve 2011/21-280 E-2011/3161 K. sayılı kararında da belirtilmiştir. Dosyanın içinde davalı ...’den diğer davalı...Ürü…Ltd. Şti. arasında sığırcılık konusunda (bakım, besleme, yemleme, sağım ve çobanlık hizmetleri) 2009-2011 tarihleri arasında ihale yolu ile iş alan şirket olması hasebiyle bu davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu gözetilerek, davada taraf sıfatı olduğu doğacak prim ve vs. alacaklardan asıl işveren olan ...’ inde müteselsilen sorumlu olduğu anlaşıldığından bu doğrultuda bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davalı ... yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olması, usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.2) Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece yapılacak iş, davalı...Ürü…Ltd. Şti’nin ihale kapsamı dışındaki sürelerde çalışması olup olmadığı, bu sürelerde ücret bordrosu, puantaj kaydı olup olmadığı araştırılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi ../...gerekirken mahkemece, verilen kısmen kabul kararı eksik araştırma ve inceleme nedeniyle isabetsizdir.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı, davalılar Kurum ve ... ve Tar. İnş. Pet. Nak. ve San. Tic. Ltd. Şti. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan ... ve Tar. İnş. Pet. Nak. ve San. Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine, 10.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.