...Dava, ölüm aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 16.4.1996 yılında vefat eden davacının eşinin 13.03.1994-29.02.1996 tarihleri arası 5510 sayılı yasanın 4-1/a kapsamında 697 gün bildirimli çalışması bulunduğu, eşinin 23.11.1963-03.03.1966 tarihleri arası askerlik yaptığı, askerlik borçlanmasının kurum tarafından kabul edilmeyerek 25.01.2013 tarihli tahsis talebi de 5 yıllık sigortalılık süresi ve 900 gün prim süresi bulunmadığından reddi üzerine açılan davanın mahkemece yapılan yargılamada, 5510 sayılı yasanın 32. maddesi kapsamında 5 yıllık sigortalılık süresi bulunmadığından aylık talebinin reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 65. maddesinde, ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına aylık bağlanması, ölüm sigortasından sağlanan yardımlar arasında sayılmış, 66. maddesinde, 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinde en az 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık ba??lanacağı belirtilerek yaşamını yitiren sigortalıya ait ölüm aylığı bağlama koşulları açıklanmış, ölüm sigortasından aylık tahsisinde hak sahiplerinden eş ve çocuklar yönünden 68. maddede, anne ve baba bakımından 69. maddede gereken şartlara yer verilmiş, 70. maddede, sigortalının ölümünde ölüm sigortasından hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıkların, ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki ay başından başlayacağı bildirilmiştir.Diğer taraftan 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun tanımların yer aldığı 3. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında hak sahibinin; sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük, vazife malûllüğü veya ./... yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını ifade ettiği belirtilmiş, 32. maddesinde, ölüm sigortasından sağlanan haklardan birinin ölüm aylığı bağlanması olduğu bildirildikten sonra maddenin 2. fıkrasında,“Ölüm aylığı;a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,...durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.” hükmüne yer verilmek suretiyle sigortalı açısından tahsis koşulları açıklanmış, 34. maddesinde ise hak sahiplerini oluşturacak olan eş, çocuklar, anne ve baba yönünden aylık bağlama şartları sıralandıktan sonra 35. maddede, ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması durumunda, bu niteliğin kazanıldığı tarihi izleyen ay başından itibaren başlatılacağı belirtilmiş, 54. maddede, bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda uygulanması gereken hükümler belirtilmiştir. Ayrıca Kanunun “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri” başlığını taşıyan Geçici 1/2. maddesinde, 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanan veya hak kazanılan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 5454 sayılı Kanunun 1. maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edileceği, bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili Kanun hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir. Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, sigortalıya ait aylık bağlama koşullarının ölüm tarihinde ../... yürürlükte olan 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamında incelenmesi zorunlu olup 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinde askerlik borçlanması dahil olmak üzere toplam 900 günlük malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primine sahip sigortalının 66. maddede yazılı koşullarının gerçekleşmesi durumunda aylığın bağlanacağı açıktır. Bu bağlamda Mahkemece, 506 sayılı yasanın 66. maddesi kapsamında yaşlılık aylığı şartları iredelenerek karar verilmesi gerekirken bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin sigortalıya ait aylık bağlama şartları bakımından 5510 sayılı Kanunun 32/2. maddesinin uygulanması gerektiği yönündeki yanılgılı değerlendirme sonucu tahsis isteminin reddedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 10.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.