Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13534 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3237 - Esas Yıl 2015
...Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294’üncü maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafların iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297'nci maddesi gereğince de istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Anılan 294'üncü maddenin 4'üncü fıkrası uyarınca zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tefhim edilebilir, ancak tefhimden itibaren bir ay içinde gerekçeli kararın yazılması gerekir. Yine aynı Kanunun 298'inci maddesinin 2'nci fıkrası açık hükmü uyarınca gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa'nın 141’inci maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir görevdir.Dava dosyası incelendiğinde, dava dilekçesinde, davalı Kurum tarafından gönderilen 2012/16984 nolu ödeme emrinin 1. sayfasında 13.081,28 TL lik prim borcu, 2. sayfasında 18.286,05 TL lik işsizlik sigortası primi borcu, 3. Sayfasında 166.443,14 TL lik prim borcunun gönderildiği ne var ki, davacıların bu borçtan./.. doğrudan sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek dava konusu ödeme emirlerinin iptalinin istenildiği, davalı Kurumca Mahkemeye cevabi yazıda, “.... nolu evraka ilişkin tüm belgeler” ibaresiyle dava konusu ödeme emirlerine ilişkin bilgi ve belgelerin gönderildiği ve mahkemece, ....nolu ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği anlaşılmış ise de; 2012/16984 nolu ödeme emrinin 2011/9 dönemine ilişkin 13.081,28 TL lik prim borcuna ait olduğu, 2011/9-2012/4 arası dönemlerine ilişkin 18.286,05 TL lik işsizlik sigortası prim borcundan gönderilen ödeme emrinin 2012/21850 nolu ödeme emri olduğu, 2011/11-2012/4 dönemine ilişkin 166.443,14 TL lik prim borcundan gönderilen ödeme emrinin 2012/21851 nolu ödeme emri olduğu belirgin bulunmakla, yazılı şekilde karar verilerek, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye sebebiyet verildiğinden, kararın bozulması gerekmektedir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 08.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.