Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13496 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9977 - Esas Yıl 2016





... Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalılar ... vekili ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, 1983-1988 tarihleri arasında ....... nezdinde hizmet akdi ile çalıştığının tespitini istemiş; mahkemece, davacının davalı nezdinde 1983-1988 yılları arasında toplam 2140 gün hizmetinin bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.“İşveren”, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinde; ...sigortalıları çalıştıran... kişiler...” olarak tanımlanmış olup, hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesi, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılması, bir başka anlatımla, davanın sübutu, kanıtlama yükümlülüğü ve verilen kararın infazı açısından, husumetin kendisine yöneltilmesi zorunlu olan kişidir. Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmakta ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunlu bulunmaktadır. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakk??n sahibine aittir. Bir hakka ilişkin davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine ait bulunmakta ve buna aktif husumet denilmektedir. Sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi de o hakka uymakla yükümlü olan kimse olup, bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hak sahibi ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun belirlenmesi, bunun neticesinde, dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler, o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmaksızın, davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerekmektedir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğinde olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesinde (HUMK. 187 m.) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri ./..sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse, Yargıtay'ca tarafların bu yönde bir savunmalarının olup olmadığına bakılmaksızın, kendiliğinden nazara alınır. Anayasa m.123/3'e göre, kamu tüzel kişilikleri ancak kanun ya da kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulurlar. Bakanlıklar, Devlet kamu tüzel kişiliğinin bir davada taraf ehliyetine sahip organlarıdırlar. Bunun dışında bazı genel müdürlüklerin, il özel idarelerinin, köylerin, belediyelerin ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunlara bağlı müesseselerin de tüzel kişilikleri vardır. ....makamının tüzel kişiliği bulunmadığından, bu yönüyle, husumetin İçişleri Bakanlığına ait olduğu gözetilmelidir.Yukarıda anlatılanlar ışığında; davalı ... tüzel kişiliğinin bulunmadığı gözetilerek, davacının çalışmasının geçtiğini iddia ettiği ....’nün bağlı bulunduğu İçişleri Bakanlığı’na husumet yöneltilerek tarafların göstereceği deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre yeni bir karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı ... vekili ile ... bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.