Mahkemesi : İş MahkemesiDava, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma hakkı bulunduğunun, askerlik borçlanması yapabileceğinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, tarafların vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki davada, davacı vekili tarafından istemin açıklattırılmasına dair 20.05.2013 tarihli dilekçesi de gözetildiğinde; dava, Türk vatandaşlığından izinle çıkan davacının, 18.08.1969 ila 01.08.1985 tarihleri arasında yurtdışında Türk vatandaşı olarak çalıştığı dönemlerin 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun, 24 aylık askerlik süresinin de borçlanabileceğinin tespiti ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacının 23.05.1996 – 23.05.1968 tarihleri arasındaki askerlik süresi ile Türk vatandaşı olarak yurtdışında çalıştığı 18.08.1969 – 12.12.1986 tarihleri arasındaki süreyi borçlanabileceğinin tespitine, aksine Kurum i??leminin iptaline ve davacının yaşlılık aylığı talebinin kesin dönüş koşulları gerçekleşmediği gerekçesine istinaden 3201 sayılı Kanunun 6. maddesindeki yasal koşullar gerçekleşmediğinden reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davacının 403 sayılı Kanunun 20. maddesine istinaden Bakanlar kurulunun 26.11.1985 tarihli kararına istinaden vatandaşlıktan çıkmasına izin verildiği, davacının çıkma belgesini teslim aldığı 26.12.1986 tarihi itibariyle vatandaşlığı kaybettiği, davacının 1961 ila 1965 yılları arasında 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi) kapsamında çalışmaları bulunduğu, 04.04.2014 tarihli Almanya sigorta merciince düzenlenen sigortalılık belgesinde, davacının 18.08.1969 ila 22.10.1984 tarihleri arasında zorunlu prim ödemesi, işsizlik yardımı bildirimleri olduğu, 01.05.1987 – 31.12.2004 tarihleri arasında emekli olduğu, askerlik şubesinden gelen belgeden, davacının 23.05.1966 – 23.05.1968 tarihleri arasında askerlik hizmeti bulunduğu anlaşılmaktadır. Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6'ncı maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.Kesin dönüşün, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade ettiği; “sosyal sigorta ödeneği” deyiminden, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerin amaçlandığı; “sosyal yardım ödeneği” ibaresinin ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlamını taşıdığı kabul olunmaktadır. Ne var ki, “kesin dönüş” ifadesi, mutlak anlamda, yurtdışında bulunduğu ülkeden Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurtdışına çıkış yapmama şeklinde değerlendirilemez. İkamet şartına bağlı olmayan nitelikte sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alanlara, anılan koşulun gerçekleştiğinin kabulü ile aylık bağlanabilecektir. Aksi yöndeki düşünce, Anayasamızın 23'üncü maddesi ile güvence altına alınmış olan “Yerleşme ve seyahat hürriyeti”nin; İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine) ek 4 nolu Protokolün 2'nci maddesi ile tanınmış “Serbest dolaşım özgürlüğü”nün ihlali sonucunu doğuracaktır. 3201 sayılı Kanunun 6'ncı Maddesinin B bendi ile tekrar yurtdışına gitmek değil, yabancı ülke mevzuatına tabi olarak çalışmak ve ikamete dayalı sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği almak, aylığın kesme nedeni olduğu belirtilmiş; 3201 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlanıp altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanların, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını “3201 sayılı Kanuna göre aylık alanlara mahsus yoklama belgesi” vererek, aylıklarını almaya devam edebilecekleri, Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 14'üncü maddesi ile hüküm altına alınmış olup, yurtdışında uzun süre kalmak, tek başına bir aylık kesme nedeni teşkil etmemektedir.Şu halde yapılması gereken iş; davacı tarafın, 20.05.2013 tarihli istemi açıklattırılmasına ilişkin dilekçesi de gözetilerek; davacının Türk vatandaşı olarak Almanya ülkesindeki 18.08.1969 ila 01.08.1985 tarihleri arasındaki yurtdışı çalışmalarını 3201 sayılı Kanun kapsamında usulünce borçlanması ve yine davacının 23.05.1966 – 23.05.1968 tarihleri arasındaki askerlik süresini usulünce borçlanması sağlanmalı, davacının, yurtiçindeki sigortalılık süresi çelişkiden uzak bir şekilde Kurumdan sorulup belirlenmeli, davacının, yaşlılık aylığına ilişkin tahsis talebi bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacının tahsis talebinin bulunmaması halinde dava tarihi tahsis talep tarihi olarak kabul edilmeli, davacının, tahsis istemi, yurtiçi sigortalılık durumu, borçlanmanın yapılması halinde borçlanılan gün sayıları irdelenerek, tahsis talep tarihine ya da dava tarihine göre irdelenmeli, tahsis şartlarının yargılama aşamasında oluşması halinde, usul ekonomisi gözetilerek tahsis şartlarının oluştuğu tarihi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazanacağı gözetilmeli, 3201 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında kesin dönüş şartı, davacının yurtdışında çalışıp çalışmadığı, ikamete dayalı bir sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alıp almadığı irdelenip, gerektiğinde araştırılmalı, varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, tarafların avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 02.07.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.