...Dava, davacının itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-5510 sayılı Yasa'nın 13. maddesinin birinci fıkrasında iş kazası, “a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) (... İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,d) (...) Bu Kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır.” şeklinde tanımlanmıştır.5510 sayılı Kanunun 4. maddesinde “Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından; a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,”ın sigortalı sayılacağı belirtildikten sonra, 5. ve 6. maddede bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacak kimseler ile bazı sigorta kollarının uygulanmayacağı kimseler açıklanmış, 12. maddede, bu Kanunun uygulanmasında 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar “işveren” olarak tarif edilmiştir../..Eldeki davaya konu somut olayda, davalının kullandığı forklit ile sigortalıya çarparak yaralanmasına sebep olduğu anlaşılmakla, Mahkemece, öncelikle sigortalının yaralanmasına sebep olan olayın iş kazası niteliğinde bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bu yönde Kurum müfettişi tarafından yapılan inceme var ise denetim raporunun bir sureti Kurum'dan celp edilmeli, olayın iş kazası niteliğinde bulunduğunun belirlenmesi halinde davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Yasa'nın 21. maddesi olduğu gözetilmelidir.5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir. Anlaşılacağı üzere 1. fıkrada işverenin, 4. fıkrada üçüncü kişinin rücu alacağından sorumlulukları düzenlenmiş olup mahkemece bu çerçevede,.... ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, anılan davalının işveren yada 3. kişi sıfatı ile iş kazasında kusurunun bulunup bulunmadığını irdeleyen kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, eldeki davada davacı Kurum tarafından Borçlar Kanunu 50. maddesi (dava tarihinde yürürlükte bulunan) kapsamında dava dışı kişilerin kusurları yönünden teselsül hükümlerine dayanılmadığı da gözetilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.2-Mahkemece, davalıdan tahsiline karar verilen geçici iş göremezlik ödeneği ve tedavi giderinin, davalı tarafından herhangi bir yargılamaya gerek olmaksızın bilinebilecek nitelikte ve likit olmaması karşısında; davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle, davacı Kurum lehine İcra İflas Kanununun 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı ...'a iadesine, 07/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.