...Dava, davacının ... sigortalılığının tespiti ile prim borçlarının 6111 sayılı Kanuna tabi yapılandırma hakkının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.1-25.02.2011 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun 18. maddenin 1. fıkrasının a) bendinde “borçluların; a) Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları, “ gerektiği hüküm altına alınmış, anılan Kanunun 168. maddesinin 1. fıkrası ile de Bakanlar Kuruluna başvuru süresini 1 ay uzatma yetkisi verilmiştir. 30 Nisan 2011 tarihli ve 27920 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ...Kararı ile de, 6111 Sayılı Kanun'da yer alan başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri 1 ay uzatılmış olup, bu hali ile anılan yasal düzenleme çerçevesinde ilgili idareye son başvuru süresi 31.05.2011 tarihi olarak belirlenmiştir.Eldeki dava dosyasına konu olayda, prim borçlarının yapılandırılması için davacının Kuruma yasal süre içerisinde başvurusunun bulunmadığı gibi, anılan istemi içeren davanın da yasal süre geçtikten sonra 25.04.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava açıldıktan sonra, davacının yapılandırma talebinin yargılama süresince mevcut olup hüküm tarihine kadar bu talebinin geçerli olduğu ve bu aşamada prim borçlarının yapılandırılmasına dair yürürlüğe giren yeni yasal düzenlemelerden yararlanma hakkının bulunduğu kabul edilebilir ise de, dava tarihinden ilk hüküm tarihi olan 22.05.2014 tarihine kadar prim borçlarının yapılandırılmasına yönelik yeni bir yasal düzenleme de bulunmadığı gözetildiğinde, bu yöndeki isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ./..O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.