Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hizmet ve sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan ... güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan ... güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.1)Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)Eldeki dosyada, davacı 01.07.1987-30.04.2010 tarihleri arasında aylık en son 2.000 TL ücretle çalıştığı iddiasıyla hizmetlerinin ve sigorta primine esas kazancın tespiti istemli açmış olduğu davada, mahkemece, 01.07.1987-30.04.2010 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığına karar verilmiştir. Mahkemece, verilen ilk hüküm ‘…Davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; işçilik alacaklarına ilişkin davada dinlenilen tanık anlatımı ile işbu davada bilgi ve görgülerine başvurulan tanık beyanları karşılaştırılarak varsa çelişkiler giderilmeli; davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışıp çalışmadığı bu yönde piyasa hamallarının bağlı bulunduğu./..Serbest...Odası veya ... Odası vs. gibi bir oda veya dernek varsa kaydı olup olmadığı sorulmalı, davalı şirketin yapmış olduğu işin niteliği, kapasitesi ve kapsam durumu da araştırılarak, davacı ile davalı şirket arasında zaman ve bağımlılık unsurunu içerecek biçimde hizmet akdinin mevcut olup olmadığı araştırılıp, dinlenilmeyen bordro tanıkları ile dava konusu dönemde aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, kamu tanığı ... da dinlenilmeli, davacının adres kayıt sisteminde yer alan adresleri de araştırılmak suretiyle, “...çocuklarının ...'a yerleşmesinden önce 5-6 ay çalışıp, 3-4 ay memleketine ailesinin yanına gittiği...” şeklindeki tanık beyanlarındaki husus açıklığa kavuşturulmalı, ayrıca, 22.11.1994 tarihinde tescil edilen davalı şirket merkezinin ...'da olduğu, ...'da ise şubesinin bulunduğu, şube açılışının ise, yoklama fişindeki beyanlarda 18.07.1995 olarak bildirildiği anlaşılmakla, şube/şubeler işyerlerine ilişkin vergi kayıtları ile ticaret sicil müdürlüklerinde (... - ...) yer alan kayıtları istenilmeli ve kapsam durumu belirlenmeli, bu tarih öncesinde faaliyet durumu araştırılmalı, bunun dışında sigortalının kayıtlarda görülmeyen 23 yıla yaklaşık çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.’ görüş ve düşüncesiyle bozulmuş olup, Mahkemece, Dairemizin 2014/23896 Esas, 2015/5494 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gereği yerine getirilmediğinden, inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır.Yukarıdaki yasal düzenlemeler, açıklamalar ve bozma ilamımız ışığında dava değerlendirildiğinde mahkemece; hizmet tespiti bakımından yukarıdaki yönteme uygun olarak inceleme yapılmalı, çalışılan şubenin faaliyette olduğu tarih araştırılmalı (Belediye vs…), çalışmaya ara verdiyse hak düşürücü süre irdelenmeli, davalı şirketin Ticaret Siciline 27.04.1994 tarihinde tescil edilmiş olması nedeniyle şirketin kuruluşundan öncesi işveren veya işverenler araştırılmalı, ... Yükcüler ... Odasındaki kaydın davacıya ait olup olmadığı araştırılmalı ve toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Söz konusu ilam gerekleri yerine getirilmeksizin ve yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.2)Eldeki dosyada, bilirkişi raporu olmamasına rağmen kararda alındığının şeklinde beyan olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.