...Dava, ....sigortasına giriş tarihinin ... sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın Feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Hükmün, temyizin reddine ilişkin ek kararın davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3'üncü maddesi uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 489'uncu maddesinin yollamada bulunduğu, aynı Kanunun 388'inci maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığı gibi gerekçeli kararın da tebliğ edilmediği anlaşıldığından, .... Mahkemesi'nin 2012/1034 bireysel başvuru numaralı talep konusunda verdiği, 10 Mayıs 2014 tarihli ve 28996 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 20.03.2014 tarihli kararında yer alan “...başvurucuya ilk derece mahkemesi kararının gerekçesini bilerek ve bu gerekçeye karşı iddialarını sunacak şekilde temyiz başvurusu yapma imkânı verilmesinde hukuki yarar bulunduğu...” şeklindeki gerekçe de dikkate alınmak suretiyle;Gerekçeli kararın; yukarıdaki bentte gereğince temyiz eden davalı Kurum vekiline tebliğ edilmediği, kararın 02.07.2015 tarihinde davalı Kurum vekilince temyiz edildiği, dosya kapsamından gerekçeli kararın davalı Kurum tarafından daha öncesinden öğrenildiğine ilişkin belge bulunmadığı dikkate alınarak, davalı Kurum vekilinin temyizinin süresinde yapıldığı gözetilerek, Mahkemenin 06.07.2015 tarihli “temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine” dair ek kararının BOZULMASINA,2-Hükmün esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; ./..Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 ila 312. maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91 ila 94. maddelerinde) düzenlenmiştir.Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Davacı vekili, 09.03.2015 havale tarihli dilekçesi ile, davadan feragat ettiği; açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilip, davadan feragat eden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.SONUÇ : Hüküm fıkrasında yer alan “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi geregince takdir edilen 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin silinmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.