....Asıl ve birleşen davalar, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı kurum ve davalılardan ... ve .... Şti. avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dava, 27.05.2006 tarihinde meydana gelen trafik-iş kazasında 15.05.2008 tarihinde kontrol yapılması ve sürekli iş göremezlik derecesinin kesin olarak tespit edilmesi kaydıyla, sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan diğer masraflardan oluşan kurum zararının 506 Sayılı Yasanın 26’ncı maddesnin ikinci fıkrası kapsamında davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (....) miktarı ile sınırlı iken, ....Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün ....aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, buna ilişkin mahkemenin kabul gerekçesinde bir isabetsizlik yoktur.Öte Yandan, sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 506 sayılı Kanunun 109. maddesinde (2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Mahkemece; Sigortalının % 100,00 olarak belirlenen sürekli işgöremezlik oranına ilişkin 15.05.2008 tarihli kontrol kaydı sonucu dairemiz geri çevirme kararı ile araştırılmış ise de, geri çevirme kararımızın yerine getirilmediği anlaşılmaktadır../..Sürekli iş göremezlik derecesi, 506 sayılı Kanunun 26.maddesi kapsamında kurumun rücu alacağını oluşturan miktara doğrudan etkili bulunmakta olup, kontrol muayene kaydının sonucunda meslekte kazanma gücü kaybı oranında değişiklik olup olmadığı, deşiklik olması halinde değişikliğin, ilk peşin sermaye değerli gelire etkisinin olup olmadığının belirlenmesi ile sonucuna göre karar vermek gerekirken, sigortalının kesinleşen meslekte kazanma gücü kaybı oranı belirlenmeden hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.2-Diğer taraftan, Rücuan tazminat davalarında sigorta şirketleri yönünden faiz başlangıcı (temerrüt) tarihinin hiç bir duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta belirlenmesi gerekir. İlgililerce gerekli belgeler eklenerek 2918 sayılı Kanunun 98, 99 ve 108. maddeleri ile 03.05.1997 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan ....Yönetmeliğinin 12, 13 ve 14. maddelerinde yazılı şekilde şirkete başvurulmasına karşın sekiz iş günü içerisinde ödeme yapılmadığı takdirde anılan sürenin sonunda temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin ve faiz başlangıcının da bu süre sonuna karşılık gelen tarih olduğunun kabulü gerekmektedir. Hiç başvurulmaması veya gerekli belgeler eklenmeksizin başvurulması durumunda ise, sigorta şirketinin temerrüdünden söz edilemeyeceğinden, şirkete karşı girişilen icra takip tarihinin veya takibe girişilmeden dava açılmışsa dava tarihinin faiz başlangıcı olarak kabulü zorunludur.Sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden ise, faiz başlangıcı hususunda ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.04.2008 günlü ve 2008/10-334 E-327 K. Sayılı ilamında belirtildiği gibi gelirler yönünden gelir onay tarihi; diğer harcamalar yönünden, sarf veya tediye tarihinin esas alınması gerekirken Mahkemece verilen kararda faiz istemi hakkında bir karar tesis edilmemesi isabetsiz olup, bozma nedenidir.Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ve eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan ... ve .... Şti. avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ve .... iadesine, 01.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.