Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13171 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15393 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının davalı işveren yanındaki çalışmaları kapsamında itibari hizmet süresinin tespiti ve sigortalılık süresine eklenmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle isteğin kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalıların avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği yine tam olarak yerine getirilmemiştir.Önceki bozma ilamında da belirtildiği gibi davanın yasal dayanağı olan mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun Ek 5. maddesinin 3395 sayılı Kanunla değişik biçiminde bir gemi adamı, gemi ateşçisi, kömürcü ve dalgıcın itibari hizmetten yararlanılabilmesi için çalışmalarının “denizde” geçirilmesinin koşul olduğu hükme bağlanmıştır. Kanunda öngörülen denizde geçirilmesi gereken hizmetten amaç ise, geminin denizde seyir veya seferde olduğu süreler ile bunun uzantısı geminin limanda bulunduğu sırada, fiilen gemide görevli olarak geçirilen ve denizle bağlantının kopmadığı çalışmalardır (HGK 07.02.2001 t., 2001/21-20 E., 2001/110 K., 23.10.2013 t. 2013/10-176 E., 2013/1477 K.). Aksinin kabulü, gemide çalışanların koşulsuz olarak itibari hizmetten yararlanabileceği sonucunu doğurur ki, bu durum Kanunun açık metnine ve Kanun Koyucunun iradesine aykırıdır.Bu açıklamalar ışığında, dava konusu olayda, davacının, ihtilaf konusu dönemde, geminin seferde veya limanda bulunduğu sırada, ne kadar süre gemide görev yaptığı veya fiili olarak çalıştığı, ne kadar sürenin ise gemi dışında, sosyal tesis veya başka bir yerde geçirildiğinin belirlenmesi için, liman başkanlığı idari sınırları içerisinde kaç adet liman bulunduğu, tüm limanların davalı işverene ait olup olmadığı, davalı işverene ait limana gelen ve davacının çalıştığı işverenin römorkörlük hizmetlerini gerçekleştirdiği gemi sayıları liman başkanlığından belirlenerek, bu konuda resmi bir kaydın bulunmaması durumunda, liman başkanlığından ihtilaf konusu dönemde günde, ayda ya da yılda ortalama kaç geminin davalı işverenin işlettiği ve davacının görev yaptığı liman yada limanlara geldiği sorularak, davalı işverenden de bu hizmetlerin ihtilaf konusu dönemde kaç römorkör ve gemi adamı ile gerçekleştirdiği sorularak, ortalama gemi adamı başına gemide geçirilen süreler bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilerek, şüpheli durumlarda sigortalı lehine yoruma gidilemeyeceği de gözetilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesinin 3. fıkrasının “… Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” hükmü gereği, davacının 28.06.1990-17.09.2008 tarihleri arasında davalı işyerindeki geçici ve daimi kadroyla çalışılan, sigorta primi ödenmiş günleri x 0,25 formülüyle hesaplanan itibari hizmet süresi bulunduğunun ve bu sürenin sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalıların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı T... Genel Müdürlüğü'ne iadesine, 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.