Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13118 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27284 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :İstanbul 9. İş MahkemesiDava, vergi borçlanmasının geçerliğinin tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ve ödenmeyen aylıkların ve fazla ödenen primlerin yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde aylık bağlanması ve ödenmeyen aylıkların tahsili ile ilgili konusu kalmayan talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, prim iadesine ilişkin talebin ise reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.28.12.2001 varide tarihli giriş bildirgesi ile Kurum tarafından, 04.10.2000 tarihi itibari 1479 sayılı Yasa kapsamında tescil edilen davacının, 25.07.2002 tarihli dilekçesi ile süre belirtmeden vergi borçlanması talep ettiği, Kurumun 14.02.1986-03.10.2000 arası 5269 günlük limited şirket ortağı olduğu süreyi borçlandırdığı, 17.11.2011 tarihli sigortalılık bilgilerinde davacının 5269 gün vergi borçlanması süresinin ve 2.313,60 TL fazla prim ödemesinin göründüğü, davacının 17.11.2011 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, tahsis talebinden sonra 11.09.1984-31.12.1984 arası da vergi kaydının olduğu anlaşılması nedeni ile 2002 yılında yapmış olduğu vergi borçlanmasının tümden iptal edildiği, Kurumun tahsise ilişkin 03.05.2012 tarihli cevabi yazı ile ise; 3188 gün Bağ-Kur, 360 gün emekli sandığı, 90 gün fiili hizmet süresi ve 105 gün askerlik borçlanması ile birlikte 3743 günü olduğundan, tahsis talebinin reddedildiğinin bildirildiği, bu nedenle davacının eldeki davayı açtığı, ancak Kurum tarafından vergiye kayıtlı olduğu, 11.09.1984-31.12.1984 arası süre de borçlandırılarak ve önceki vergi borçlanması da geçerli sayılarak, 25.09.2014 tarihli tahsis talebine göre, 5382 gün vergi borçlanması ile birlikte toplam 9648 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, Mahkemece; aylık bağlanması ve ödenmeyen aylıkların tahsili ile ilgili talepler bakımından konusu kalmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına, prim iadesine ilişkin talebin ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.619 sayılı KHK’nin Geçici 1'inci maddesinde; “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar. Ancak, 1479 sayılı Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla, 20.04.1982 tarihinden bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen sigortalıların, vergiye kayıtlı bulundukları süreler, bu süreye ilişkin primleri, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağı prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” denilmekte olup, 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, ...’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca 619 sayılı... tüm hükümleriyle iptal edilmiştir. 4956 sayılı Kanunun 47'nci maddesiyle,... Kanununa eklenen Geçici 18'inci maddesi; “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49' uncu ve ek 15'inci maddelere göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” hükmünü amirdir.Somut olayda; davacının ilk kez 17.11.2011 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, Kurumun ise bu aylık talebini 03.05.2012 tarihli işlemi ile reddettiği, davacının yeniden vergi borçlanması yapmak suretiyle, 25.09.2014 tarihli ikinci tahsis talebine istinaden 01.10.2014 tarihinden aylık bağlandığı, bu anlamda davacının, davaya konu ilk tahsis talebine göre aylık bağlanmadığı gözetildiğinde, davanın konusuz kaldığından bahsedilemez. Mahkemece; Dairemizin yerleşmiş içtihatlarıyla da sabit olduğu üzere, kısmi borçlanmanın mümkün olduğu da gözetilmek suretiyle, davacının ilk tahsis talebinden önce, vergi borçlanması olarak ödediği tutar ve denk gelen süre belirlenip, diğer süreleri de dikkate alınarak yaşlılık aylığı talebi ile ilgili değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.