Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 131 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22894 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 08.04.2015Dava, davalı kayıtlarında diğer davalı adına görünen çalışma sürelerinin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosya içeriğine göre; davacı, dava dışı ...'a ait .... işyerinden 14.09.1987-20.06.1989 tarihleri arasında davalı N.. A.. adına Kuruma bildirilen çalışma sürelerinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, Mahkemece, davacının 02.07.1986-02.01.1988 tarihleri arasında askerde bulunması göz önünde tutularak davalı adına bildirimde bulunulan 02.01.1988-20.06.1989 tarihleri arasındaki hizmetlerin iptali ile bu sürelerin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Davalı adına kuruma bildirilen çalışmalarının davacıya ait olduğunun tespitine yönelik iş bu dava, işverenin hak alanını da ilgilendirdiğinden, işverene karşı da husumet yöneltilmesi gerekir. Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bir husus olduğundan, davanın sigortalıyı çalıştıran gerçek veya tüzel kişilere karşı da açılması zorunludur. Bu sebeple; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/4. maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğine ilişkin düzenleme de gözetilmek suretiyle, davacıya; çalıştığını iddia ettiği davaya konu işverene husumet yöneltmesi için mehil verilmeli, husumet yöneltildiğinde, işverenin göstereceği deliller toplanmalı, davacının ve davalının, işverenin kardeşleri olması nedeniyle neden bu yönde yaklaşık 3 yıl boyunca hatalı olarak bildirildiği işverene sorulmalı, davacının çalışmalarının gerçekliği araştırılmalı, bu hususta yeniden kolluk marifetiyle komşu işyeri tanıkları tespit edilmeli ve kanaat edinmeye yetecek kadarının beyanına başvurulmalı, böylece, bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri icelenmeksizin bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.