Y A R G I T A Y İ L Â M I... adına Av. ... ile 1-... adına Av. ... 2-... 3-... aralarındaki dava hakkında ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 17.09.2013 gün ve 2010/340-2013/534 sayılı hükmün, Dairemizin 10.04.2014 gün ve 2014/1669-2014/8261 sayılı ilamı ile BOZULMASINA karar verilmiştir. Bozma sonrası, Mahkemenin verdiği 03.07.2014 gün ve 2014/310-2014/433 sayılı karar ile önceki kararında 6100 sayılı HMK’nın 373/(5). maddesi uyarınca direndiği anlaşılmış olmakla ve Direnme üzerine yapılacak işlemlerin neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 373’ncü maddesinin (5). fıkrasında; “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır. (6) fıkrasında da; “(6) Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uymak zorunludur.” şeklinde ifade edilmiş olmakla birlikte 5 Temmuz 2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 40. maddesi ile 5521 sayılı Kanuna eklenen Geçici 2’nci maddedeki;“ Bölge adliye mahkemelerinin, 5235 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtayın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyası, önce kararı veren daireye gönderilir. Direnme kararları daireler tarafından öncelikle incelenir. Kararı veren daire, direnmeyi yerinde görürse kararı düzeltir; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletir.” şeklindeki düzenleme karşısında, direnme kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davalı SGK Başkanlığı vekili ve davalı ... tarafından talep edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada 03.07.2014 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği, yokluğunda verilen karar davalılardan SGK Başkanlığı avukatına 31.07.2014 tarihinde usulünce tebliğ edildikten sonra 05.09.2014 tarihinde davalı SGK Başkanlığı avukatınca temyiz edildiği, mahkemenin 03.07.2014 tarihli ek kararı ile temyiz başvurusunun süresinde olmadığından bahisle temyiz isteminin reddine karar verildiği, 05.09.2014 tarihli temyiz isteminin 03.07.2014 tarihli ek karar ile reddedilmesi mümkün olmadığından bahse konu ek./...kararın tarihinin maddi yanılgıya dayalı olduğunun belirgin olduğu, temyiz isteminin reddine dair ek kararın davalı ...avukatına 09.02.2015 tarihinde tebliği sonrasında anılan avukatın 09.02.2015 tarihli dilekçesi ile ek kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır.1-) Hüküm, iş mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesine göre, iş mahkemelerinde şifahi yargılama usulü uygulanır. 8. maddesine göre, iş mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyizinin yapılması gerekir ise de; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, "Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar." Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi, "(1)Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:...) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar...h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler...(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır...."Adli tatilin sürelere etkisi başlıklı 104. maddesi, "Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır." Diğer kanunlardaki yargılama usulü ile ilgili hükümler başlıklı 447. maddesi, "Diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hâllerde, bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümleri uygulanır." düzenlemelerini içermektedir.Bu yasal mevzuat çerçevesinde artık, (icra mahkemesinde görülenler hariç) basit yargılama usûlüne tabi olan davalara adlî tatilde bakılmayacaktır. Başka bir ifade ile basit yargılama usulüne tâbi davalar da adlî tatile tâbi olacaktır. Basit yargılama usûlünün uygulandığı sulh hukuk mahkemeleri ile iş mahkemeleri adlî tatilden yararlanacaktır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda ise basit yargılama usûlüne tâbi olan davalar adlî tatilde görülmeye devam edilmekte idi (m. 176/11). Adli tatilde görülemeyen basit yargılama usûlüne tâbi olan davalarla ilgili bir süre, adlî tatil süresi içinde sona ererse, adlî tatilden sonra ek bir süreden yararlanacaktır. Ancak Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler adlî tatilde görülmeye devam edilecektir. Dikkat edilirse burada yargılama usûlü değil, dava veya işin ivedi olması ya da mahkemenin ivedi olduğuna karar vermesi önemlidir. Bu nedenle mahkeme yazılı ya da basit yargılama usûlüne tâbi bir dava ya da işin ivedi olduğuna karar verirse, bu dava veya işin adlî tatilde de görülmesine karar verebilir. Adlî tatilde bakılmayan iş ve davalarla ilgili sürelerin sonu, adlî tatil dönemine rastlarsa, bu süreler adlî tatilin bittiği günden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılır. (..., Medeni Usûl Hukuku, 14. Bası, s. 273, 274) Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalardan veya taraflardan birinin talebi üzerine mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işlerden olmaması sebebiyle adli tatile tabi olduğu anlaşılan eldeki davada; adli tatil içerisinde bulunan 31.07.2014 gününde gıyabi hükmün tebliğ edilmesi nedeniyle temyiz süresi adli tatilin bittiği 31.08.2014 gününden itibaren uzamış sayılan bir hafta sona ermeden önce (05.09.2014 tarihinde) davalı SGK Başkanlığı avukatının yaptığı temyiz itirazı nedeniyle, davalı ... avukatının temyiz isteminin süresinde kabul edilmesi gerekirken, mahkemece temyiz süresinin geçtiğinden bahisle verilen temyiz isteminin reddine dair ek kararın BOZULMASINA; 2-) İşin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Dava, hizmet tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Dairemizce bozulduğu, Mahkemece, direnme kararı verildiği, Dairemiz kararının yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmakla, Dairemizin 10.04.2014 gün ve 2014/1669 Esas-2014/8261 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılması gerektiği anlaşılmıştır.O hâlde, Dairemizin bozma ilamı kaldırılarak Mahkemenin direnme hükmü onanmalıdır.SONUÇ: 1-Mahkemece verilen direnme hükmünün açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğu anlaşıldığından, Dairemizin Mahkemenin anılan kararının bozulmasına ilişkin 10.04.2014 gün ve 2014/1669 Esas-2014/8261 Karar sayılı sayılı ilamının KALDIRILMASINA;2-Hükmün esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.