Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12745 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8145 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, sigorta başlangıcının ...’da çalışmaya başladığı tarih esas alınıp, çakışan dönemlerde hizmet sözleşmesine dayalı sigortalılığa geçerlilik tanınarak 01.05.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkeme, bozma ilâmına uyarak dava konusuz kaldığından bahisle davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Her ne kadar bozma ilamına uyulmuş ise de, mahkemece ... tarafından davacının borçlanma talebinin kabul edildiği ve bunun üzerine yapılacak işlemlerin idari işlemler olması gerekçesiyle dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına yönelik hüküm kurulduğu nazara alındığında, bozmanın gerekliliklerinin yerine getirildiğinden bahsetmek mümkün değildir.1-Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı ... Kanununa, 506 sayılı .... Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dâhil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerini saklı tutmuştur.Kaldı ki, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz bulunmaktadır.Konuya ilişkin 10.04.1965 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.11.1965 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren ... arasındaimzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları(aylıkları)” başlıklı beşinci bölüme 02.11.1984 tarihinde imzalanıp 05.12.1985 tarihli 3241 sayılı Yasayla onaylanıp yürürlüğe giren Ek Sözleşme ile getirilen sözleşmenin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmüne göre, bir kimsenin ... sigortasına girişinden önce, bir ... Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde, ... Rant Sigortasına giriş tarihi, ... sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceği açıkça ifade edilirken; aynı bölümde düzenlenmiş 27’inci madde hükmü ise, her iki akit taraf mevzuatına göre nazara alınabilecek sigortalılık sürelerinin varlığı halinde, uygulanacak mevzuata göre yardım hakkının doğmasında, diğer akit taraf mevzuatına göre geçen ve aynı zamana rastlamayan, hesaba dahil edilebilir nitelikteki sigortalılık sürelerinin de nazara alınacağını; sigortalılık sürelerinin hangi ölçüde hesaba dahil edilebileceğini ise, hesaba dahil edilebilirliğini tayin eden mevzuata göre tespit edileceği ifade edilmiştir.Nitekim...Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan ... Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin .... Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, ... Vatandaşlarının yurtdışında 18 yaşını doldurduktan sonra, ... Vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurtdışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür. Yargıtay .... Kurulu’nun, 13.2.2002 t., 2002/10-21 E., 2002/70 K. sayılı anılan kararında belirtildiği üzere;...Sözleşmesinin 29’uncu maddesinin 4’üncü bendinde, “Bir kimsenin ... sigortasına girişinden önce bir ... Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde, ... Rant Sigortasına girişi, ... sigortasına giriş olarak kabul edilir.” hükmüne yer verilmiş ise de bu hüküm, sözleşmenin 27’inci ve 29’uncu maddeyle bir bütün olarak yorumlanmadıkça tek başına uygulanamaz. Nitekim 29’uncu maddenin 3’üncü bendinde, 27’inci maddeye yollamada bulunularak, “...ancak, sözleşmenin 27’inci maddesine göre bir aylık veya gelir talep etme hakkının mevcut olması halinde, aşağıdaki hükümler uygulanır.” denmektedir. Kaldı ki, sözleşme hukukunda, sözleşme bir bütün olarak yorumlanıp aleyhe ve lehe olan hükümler birlikte uygulanır. Bu ilke, özel hukuk sözleşmelerinde olduğu gibi sosyal güvenlik sözleşmeleri bakımından da geçerlidir.(Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt 28, Sayı 5, Mayıs 2002, s. 685-686.)Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, .... arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, ...de sigorta başlangıcına esas olan ... Rant Sigortasına giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür.Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29'uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde ... sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin ... sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında...'de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapma şartına bağlanmıştır. Unutulmamalıdır ki ... Rant Sigortasına giriş tarihinin ... sigorta başlangıcı olarak kabulü özünde söz konusu tarih itibariyle bir gün çalışıldığının kabulü anlamını da taşımaktadır. Bu nedenle, ... sigorta başlangıcı olarak kabul edilen tarihe ilişkin sürenin fiilen borçlanılmış ve ... sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale getirilmiş olmasını aramak, yerinde olacaktır. (Yargıtay ...Kurulu'nun 19.06.2015 gün, 2013/10-2279 Esas, 2015/1726 Karar).Somut olayda, davacının 01.09.1982 tarihinde ... rant sigortasına göre pflichtbeitragszeit (zorunlu prim süresi) kapsamında çalışmaya başladığı, ancak 3201 sayılı Yasa kapsamında 18 yaşını ikmal ettiği 19.06.1983 tarihinde de ... zorunlu prim süresi kapsamında çalışması bulunduğu, ... Rant kapsamındaki çalışmalarının 31.05.1984 tarihine kadar kesintisiz devam ettiği, 12.01.2015 tarihinde yurtdışında boşta geçen süreleri borçlanmayı talep ettiği, Kurumca 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-b maddesi kapsamında, onsekiz yaşını doldurduğu 19.06.1983 tarihinden 31.05.1985 tarihine kadar geçen sürede, 702 gün üzerinden toplam 8.996,83-TL borç tahakkuk ettirildiği, anlaşılmaktadır. Şu halde yapılması gereken iş; davacı ... Rant sigortasına giriş tarihini içerecek şekilde yurtdışı borçlanmasını yaptığı ancak yapılan yurtdışı borçlanmanın ... sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale gelmesi için borçlanma bedelinin en azından bir günlük kısmının ödenmesi gerektiği, ancak ödemenin yapılıp yapılmadığının dosya kapsamından anlaşılmadığı, bu haliyle, mahkemece ödeme hususu araştırılmadan dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir. 2-01.11.2005 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun (5510 S.K. 4/1-b md.) kapsamında zorunlu sigortalı olarak tescili bulunan davacının, 31.10.2005 tarihi öncesinde çakışmayan, 01.03.2007 – 31.03.2012 tarihleri arasında da çakışan hizmet sözleşmesine dayalı sigortalılığı bulunmaktadır. Davacı, çakışan dönemlerde hizmet sözleşmesine dayalı sigortalılığa geçerlik tanınarak 09.04.2012 tarihli başvurusu ile yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiş; Mahkemece, yurtdışı borçlanma talebinin kabul edildiği ve bunun üzerine yapılacak işlemlerin idari işlemler olması gerekçesiyle dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kurum tarafından, önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak sonuca gidildiği, anlaşılmaktadır.Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihi öncesi döneme ilişkin olarak 1479 sayılı Kanun ile 506 sayılı Kanuna göre çakışan zorunlu sigortalılık durumunda, baskın çalışmasının gerçekleştiği sigortalılığa üstünlük tanınması gerekir. 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu 01.10.2008 sonrası dönem için, Kanunun 53 üncü Maddesi ve bu maddede yapılan değişiklikler gözetilmelidir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve sigortalılık hallerinin birleşmesini düzenleyen 53 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, “Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.” düzenlemesine yer verilmiş iken; 53 üncü maddenin birinci fıkrası, 6111 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi ile değiştirilerek, “Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c)bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihlerini düzenleyen 125 inci maddesinin (b) bendinde, 33 üncü maddenin, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımını takip eden ayın birinci gününde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Her Kanunun, yürürlükte olduğu dönemdeki uyuşmazlıklara uygulanacağı gözetildiğinde; Mahkemece, öncelikle, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesi (01.03.2007 – 30.09.2008 tarihleri arası) dönem için sigortalılık türlerine göre sigortalının kazanç miktarları araştırılıp, geçiminin daha çok hangi sigortalı çalışmasına dayalı olduğu belirlenerek, baskın çalışmanın gerçekleştiği sigortalılık türüne üstünlük tanınmalıdır. Böylece, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki önceden başlayan sigortalılık türü belirlenip, 5510 sayılı Kanunun 53. maddesinin ilk halinin yürürlükte bulunduğu 01.10.2008 – 01.03.2011 tarihleri arası dönemde önceden başlayan sigortalılığa; 01.03.2011 – 31.03.2012 tarihleri arası dönemde ise çakışan hizmet sözleşmesine dayalı sigortalılığa üstünlük tanınması gerekir.Yaşlılık aylığı konusunda da, tüm bu hususlar belirlendikten sonra yapılacak değerlendirme ile karar verilmelidir.Eldeki davada, Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, yapılacak işlemlerin idari işlem olduğundan bahisle karar verilmesine yer olmadığına yönelik hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.