Mahkemesi : Samsun 3. İş MahkemesiTarihi : 01.10.2013No : 2012/437-2013/985 Dava, davacının sigortalılık süresinin iptaline yönelik Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığı tahsisi istemine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2, 3, 6, 9 ve 10. maddeleridir. 2926 sayılı Kanunun 2.maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3.maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5.maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6.maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9.maddesi Kuruma re'sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.Anılan Kanunun 10.maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T.Ş..F..Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86.maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır. Eldeki davaya konu somut olayda; davacı Kurumca 01.05.1996-17.04.1999 ve 26.04.2011-23.07.2011 tarihleri arasında anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde sigortalı olarak kabul edilmekte iken ziraat odası kaydının usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile 01.01.1997-17.04.1999 tarihleri arasındaki sigortalılığın iptal edildiği anlaşılmaktadır. Davacıya ait ürün bedellerinden 1996,1999 ve 2000 yıllarında prim tevkifatının yapıldığı, davacının 15.08.1994-30.01.2006 tarihleri arasında Tarım Kredi kooperatifine, 20.08.1999-23.07.2011 tarihleri arasında ziraat odasına üye olup, üyelik kaydında tahrifatın belirlenemediği, davacının 1983 tarihinden itibaren tapulu tarlasının bulunduğu gözetildiğinde, davacının ihtilaf konusu dönemde kesintisiz olarak tarımsal faaliyetinin mevcut olduğu ve tarım Bağ-Kur sigortalılığı şartlarını taşıdığı gözetilerek, davacının Kurumca kabul edilen diğer Sosyal Güvenlik Kanunlarına tabi sigortalılık süreleri Kurumdan sorulup belirlenerek, askerlik borçlanması süresinin varlığı araştırılarak, çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi amacıyla çıkarılan 2829 sayılı Yasa kapsamında tahsiste birleştirilebilecek sigortalılık süreleri gözetilerek, 1479 sayılı Yasanın Geçici 10. maddesi kapsamında yaşlılık aylığı tahsisi şartları irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.