Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12663 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12202 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 02.03.2016Dava, hak sahibi konumundaki davalıya yersiz olarak ödenen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında verilen boşanma kararı 15.08.2001 tarihinde kesinleşen davalıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, 24.10.2008 – 24.09.2009 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, anlaşılmıştır.Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.Dairemizin önceki bozma ilamında da belirtildiği gibi, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesidir. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında, öncelikle, davalı ve boşandığı eşinin seçmen bilgi kayıtları getirtilerek ihtilaf konusu dönemde kayıtlı adresleri tespit edilmeli, bu yerlerde ikamet eden komşular (ihtilaflı dönemde, davacı ve eski eşin her bir ikamet adresindeki komşular) ayrı ayrı tespit edilip kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla beyanına başvurulmalı, tanıkların beyanları arasında çelişki oluşursa bu çelişki giderilmeli, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekmektedir.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdırSONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.