Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12597 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23727 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :İş MahkemesiDavacı, murisi adına ödediği askerlik süresi borçlanması priminin işleyen faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun, sigortalıların borçlanabileceği süreler başlığını içeren 41. maddesine göre, "Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların; ... b) Er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri, ... kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci Maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır... Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz... Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığ??n başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür." hükmüne yer verilmiş ise de; 30.06.2005 tarihinde vefat ettiği anlaşılan davacının murisinin 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olması nedeniyle askerlik borçlanmasının dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 60/F maddesi, "Bu Kanuna göre sigortalı olarak tescil edilmiş bulunanların, er olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen sürelerinin tamamını veya bir kısmını, kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları halinde ve bu Kanunun 78 inci maddesi ile belirlenen prime esas kazancın alt sınırının talep tarihindeki tutarı üzerinden hesaplanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerini tebliğ tarihinden itibaren altı ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılır, altı ay içinde primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz... Borçlandırılan sürenin karşılığı olan gün sayısı sigortalının prim ödeme gün sayısına katılır. Bu Kanuna göre tespit edilen ./... sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür." hükmünü içermektedir.YHGK'nın 29.09.2010 gün ve 2010/ 21-301, 438 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, “Sigortalılık süresi”, 506 sayılı Kanunun 108. maddesinde uzun vadeli sigorta kolları açısından tanımlanmıştır. Bu maddeye göre: malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir.Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süreleri, bu sürenin başlangıç tarihi ile, sigortalının tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih, tahsis için istekte bulunmuş olmayan sigortalılar için de ölüm tarihi arasında geçen süredir. Tahsisi için istenilen koşulların, sigortalılık başlangıç tarihi (gerek mülga gerekse halen yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatına tabi olarak ilk defa çalışılmaya başlanılan tarih) ile aylık talep tarihi arasında (aylık talebinde bulunmuş olmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasındaki sürede) gerçekleşmiş olması aranmaktadır.“Hizmet borçlanması”, sigorta kapsamında sayılan fakat bildirilmemiş ve primi ödenmemiş sürelerin, ilgili tarafından başvurularak primlerinin ödenmesi işlemidir (... Hizmet Borçlanması ve Hizmetlerin Birleştirilmesi, Yaklaşım Dergisi, Temmuz/2005, Sayı:151) Önemle belirtilmelidir ki, sigortalının, mevcut olmayan bir süreyi borçlanabilmesi de, mümkün değildir.Bu çerçevede, muris adına borçlanılmış olmakla askerlik süresinin, 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak çalışılan süre ile aynı hukuki niteliği kazanmakta olduğu belirgindir.Öte yandan davaya konu istemle ilgili olarak belirtilmelidir ki, 506 sayılı Kanunda primlerin iadesi; yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin olarak toptan ödeme başlığı altında;64. maddede, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan ve malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan ileri yaş ve belli şartları taşıyan sigortalılara kendisinin ve işverenlerinin ödediği, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin toplamı, yazılı isteği üzerine toptan ödeme şeklinde verileceği; 71. maddede, ölen sigortalının hak sahibi kimselerinden hiç biri bu kanuna göre ölüm sigortasından aylık bağlanmasına hak kazanamadıkları takdirde ölen sigortalının kendisinin ve iş verenlerinin ödedikleri malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri toplamının belli şartlarda değişik oranlarda haksahiplerine toptan ödeme şeklinde verileceği, düzenlenmiş olup; her iki düzenleme 5510 sayılı ...ve ... Kanununun, yaşlılık toptan ödemesi ve ihya, başlığını taşıyan 31. ve ölüme bağlı toptan ödeme ve ihya, başlıklı 36. maddesinde de korunmuş olmakla, inceleme konusu davada davacı yönünden söz konusu hükümlerin uygulama koşullarının gerçekleşmediği belirgindir. Ayrıca belirtilmelidir ki, 506 sayılı Kanunun, yersiz olarak alınan primlerin geri verilmesi başlığını taşıyan 84. maddesinde, yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğu anlaşılan primler, alındıkları tarihlerden on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere ve sigortalılara geri verileceği, düzenlenmiş, 5510 sayılı Kanunun, prim borçlarına halef olma, gecikme cezası ve gecikme zammı ile iadesi gereken primler ../... başlıklı 89. maddesinde benzer nitelikte düzenleme yapılarak, yanlış veya yersiz alınmış olduğu saptanan primlerin, alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise, payları oranında işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine yasal faizi ile birlikte geri verileceği hüküm altına alınmış ise de, davacının, 506 sayılı Kanuna tabi murisin askerlik süresinin borçlanılması için ödediği primlerin Kurumca yanlış veya yersiz tahsil edildiği ileri sürülemeyeceği gibi, anılan borçlanma sürelerinin kendisine birleştirilen sigortalılık süreleri üzerinden ölüm aylığı bağlanması aşamasında değerlendirilmemesinin sonuca herhangi bir etkisinden de söz edilemez. Çünkü, 2926 sayılı Kanun kapsamında davacıya bağlanan ölüm aylığında, murisin 506 sayılı Kanun kapsamındaki primleri birleştirilmesine karşın, birleştirilmediği görülen borçlanılan askerlik süresinin davacı tarafından her zaman ölüm aylığında gözetilmesi isteminde bulunulması mümkündür. Bu yönde, Anayasa’nın 60. maddesindeki, herkesin, sosyal güvenlik hakkına sahip olduğuna, Devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli önlemleri alacağı ve teşkilatı kuracağına ilişkin hüküm, 506 sayılı Kanunun, sigortalılığın başlangıcı ve mecburi oluşu başlığını taşıyan 6. maddesindeki, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere, sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı yönündeki emredici kural ve yukarıda değinilen düzenlemeler karşısında, inceleme konusu davada, ödenen askerlik süresi borçlanma primin davacıya iade edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz istemi kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.