Mahkemesi :İş Mahkemesi Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Öngördüğü istisnalar dışında 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun, Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri başlıklı geçici 1. maddesindeki; “17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1. maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 53 ve devamı maddeleridir.Tahsis talep tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 58. maddesi, “Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlıyanların malullük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihten başlıyarak kesilir. Yukarıki fıkraya göre malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malullük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya, kontrol muyanesine tabi tutulmak ve malullüğünün devam ettiği anlaşılmak şartiyle, eski malullük aylığı, yazılı istekte bulunduğu tarihten sonraki ay başından başlanarak ödenmeye başlanır. Şu kadar ki, bu gibi sigortalılar için yazılı istek tarihlerine göre yeniden malûllükaylığı hesaplanır ve bu aylık önce bağlanan malullük aylığından fazla ise hesaplanan yeni aylık üzerinden ödeme yapılır.” hükmünü içermekte iken, 23.10.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5698 sayılı Kanunla anılan maddede yapılan değişiklik ile “Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63 üncü maddenin (A) fıkrası hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malullük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanması, kontrol muayenesi sonunda malullüğün devam ettiğinin anlaşılması şartına bağlıdır." hükmü getirilmiştir.Somut olayda; davacıya 506 sayılı Kanuna tabi olarak 01.01.1992 tarihinden itibaren malullük aylığı bağlandığı, davacının 01.07.2004-20.09.2008 tarihleri arasında çalışması nedeni ile Kurumca çalışmaya başladığı tarih itibariyle malullük aylığı durdurularak 17.10.2004-16.11.2014 tarihleri arasında ödenen aylıkların borç kaydedildiği anlaşılmaktadır. Anılan yasal düzenleme gereği, çalışmaya başlama olgusu malullük aylığı yönünden kesme sebebidir. Hal böyle olunca, davacının sigortalı olarak fiilen çalışmalarının bulunduğu dönemlerde malullük aylığı alamayacağı, bu dönemlerdeki malullük aylıklarına yönelik Kurumun borç tahakkuku işleminin hukuka uygun olduğu gözetilerek, ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesinin 1. Fıkrasının “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” amir hükmü de göz önünde bulundurularak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu davacının talebi de aşılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.