Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, davacının yurtdışında ... vatandaşı olarak geçen borçlanmaya esas süreleri 3201 Sayılı yasa kapsamında başvuru tarihindeki asgari prim miktarı üzerinden borçlanabileceğinin ve ... rant sigortasına giriş tarihinin ...'de sigorta başlangıcı olarak tespiti, istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Mahkemece her ne kadar bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de, bozmanın gerekliliklerinin yerine getirildiğinden bahsetmek mümkün değildir.Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı ... Cumhuriyeti ... Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dâhil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerini saklı tutmuştur.Kaldı ki, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz bulunmaktadır.Konuya ilişkin 10.04.1965 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.11.1965 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren ... Cumhuriyeti ile ... Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan.... Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları(aylıkları)” başlıklı beşinci bölüme 02.11.1984 tarihinde imzalanıp 05.12.1985 tarihli 3241 sayılı Yasayla onaylanıp yürürlüğe giren Ek Sözleşme ile getirilen sözleşmenin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmüne göre, bir kimsenin ... sigortasına girişinden önce, bir ... Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde, ... Rant Sigortasına giriş tarihi, ... sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceği açıkça ifade edilirken; aynı bölümde düzenlenmiş 27’inci madde hükmü ise, her iki akit taraf mevzuatına göre nazara alınabilecek sigortalılık sürelerinin varlığı halinde, uygulanacak mevzuata göre yardım hakkının doğmasında, diğer akit taraf mevzuatına göre geçen ve aynı zamana rastlamayan, hesaba dahil edilebilir nitelikteki sigortalılık sürelerinin de nazara alınacağını; sigortalılık sürelerinin hangi ölçüde hesaba dahil edilebileceğini ise, hesaba dahil edilebilirliğini tayin eden mevzuata göre tespit edileceği ifade edilmiştir.Nitekim ... Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan ... Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin ....Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, ... Vatandaşlarının yurtdışında 18 yaşını doldurduktan sonra, ... Vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurtdışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür. Yargıtay.... 13.2.2002 t., 2002/10-21 E., 2002/70 K. sayılı anılan kararında belirtildiği üzere; ....Sözleşmesinin 29’uncu maddesinin 4’üncü bendinde, “Bir kimsenin ... sigortasına girişinden önce bir ... Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde, ... Rant Sigortasına girişi, ... sigortasına giriş olarak kabul edilir.” hükmüne yer verilmiş ise de bu hüküm, sözleşmenin 27’inci ve 29’uncu maddeyle bir bütün olarak yorumlanmadıkça tek başına uygulanamaz. Nitekim 29’uncu maddenin 3’üncü bendinde, 27’inci maddeye yollamada bulunularak, “...ancak, sözleşmenin 27’inci maddesine göre bir aylık veya gelir talep etme hakkının mevcut olması halinde, aşağıdaki hükümler uygulanır.” denmektedir. Kaldı ki, sözleşme hukukunda, sözleşme bir bütün olarak yorumlanıp aleyhe ve lehe olan hükümler birlikte uygulanır. Bu ilke, özel hukuk sözleşmelerinde olduğu gibi sosyal güvenlik sözleşmeleri bakımından da geçerlidir.(Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt 28, Sayı 5, Mayıs 2002, s. 685-686.)Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, ... Cumhuriyeti ile ... Cumhuriyeti arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, ...’de sigorta başlangıcına esas olan ... Rant Sigortasına giriş tarihinin, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile mümkündür.Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29'uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde ... sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin ... sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında ...'de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapma şartına bağlanmıştır. Unutulmamalıdır ki ... Rant Sigortasına giriş tarihinin ... sigorta başlangıcı olarak kabulü özünde söz konusu tarih itibariyle bir gün çalışıldığının kabulü anlamını da taşımaktadır. Bu nedenle, ... sigorta başlangıcı olarak kabul edilen tarihe ilişkin sürenin fiilen borçlanılmış ve ... sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale getirilmiş olmasını aramak, yerinde olacaktır. (... Kurulu'nun 19.06.2015 gün, 2013/10-2279 Esas, 2015/1726 Karar).Somut olayda; bozma ilamı doğrultusunda mahkemece yurtdışı borçlanma işlemlerinin yapıldığı, davacının 01.06.1985 ile 20.02.2000 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında borçlandırılardığı, ancak yapılan yurtdışı borçlanmanın ... sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale gelmesi için borçlanma bedelinin en azından bir günlük kısmının ödenmesi gerektiği, ancak ödemenin yapılıp yapılmadığının dosya kapsamından anlaşılmadığı nazara alındığında, mahkemece ödeme hususu araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.2-17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunun 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5. maddesine eklenen 4. fıkrada “ Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı .... Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; ...’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde yurtıdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre kabul edileceği düzenlenmiştir.Eldeki dava da, kabule göre, davacının 31.12.2013 tarihinde çalışılan ve boşta geçen yurtdışı sürelerini borçlanmayı talep ettiği, borçlanma talep dilekçesi kuruma intikal etmeden önce davacının ....’de herhangi bir sigortalılığının bulunmadığı, bu haliyle davacının sigortalılığının 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece 506 sayılı Kanunun 108.maddesine göre sigorta başlangıcına hükmedilmesi, hatalıdır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.