Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12273 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4052 - Esas Yıl 2016
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilâmına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Mahkemece Dairemizin bozma ilâmına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilâmının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, anılan raporda sigortalının başlangıçtan itibaren mi sürekli iş göremezlik halinin bulunmadığı belirtilmediğinden, yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.Mahkemece, Adli Tıp Genel Kurulundan, sürekli iş göremezliğin başladığı tarihi, sigortalıda başlangıçtan itibaren sürekli iş göremezlik halinin bulunup bulunmadığı, zaman içinde sürekli iş göremezlik oranında artma yada azalma olup olmadığı ve bu yönde değişiklik var ise tarihlerini de belirtir şekilde ayrıntılı rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 2. fıkrasında, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiş olup, davalı K... ................................ Şti. yönünden verilen 18.04.2012 tarihli hüküm hakkında Dairemizce kısmi onama kararının verilmediği ve kesinleşen bir kararın bulunmadığı gözetilerek, anılan davalı yönünden de usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yukarıda zikredilen yasal düzenlemenin amir hükmüne aykırı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.