Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12250 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9030 - Esas Yıl 2016





Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacının 08.09.2014 tarihinde Kurumdan maluliyete dayalı olarak sigortalı babasından ölüm aylığı talebinde bulunduğu, Kurumca, hayatını kazanamayacak derecede malul olmadığı gerekçesi ile talebinin ret edildiği, Kurumun ret kararı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 32 ve devamı maddeleridir. 32’nci maddede ölüm aylığının, en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı hüküm altına alınmıştırAnılan Kanunun 34. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde “(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./21.mad) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan; 1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya, 2) .... kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya, 3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının, her birine % 25'i, … oranında aylık bağlanır.” hükmü ile sigortalının çocuklarına hangi hallerde ölüm aylığı bağlanacağı belirlenmiş, 32. Maddenin 2. Fıkrasında da hak sahibine ölüm aylığı bağlanması için sigortalının taşıması gereken şartlar düzenlenmiştir. Çalışma gücü kaybı oranının tespitinde hastanelerin sağlık raporları arasında çelişki bulunması durumunda, bu çelişkinin, 95. maddede belirtilen prosedüre uyularak, .... Kurulundan, itiraz halinde ise ... Kurumundan alınacak raporla giderilmesi gereklidir. Ancak ... Kurulundan verilecek rapor ile .... Kurumu’ndan alınacak rapor arasında çelişki mevcut olması halinde ... Genel Kurulundan rapor alınmalıdır. Somut olayda; mahkemece, Üniversite Hastanesinden alınan rapora dayalı olarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tüm tedavi evrakının davacıdan ve ilgili kurumlardan sorularak temini ile, 5510 sayılı Yasanın 95. maddesinde öngörülen prosedür çerçevesinde, öncelikle .... Kurulundan ihtilaf konusu dönemde davacının çalışma gücünün % 60'ını kaybedip etmediği yönünde rapor alınarak, anılan Kurul raporunun Kurum için bağlayıcı olduğu gözetilerek, davacının ....raporuna itiraz etmesi halinde ... .... Dairesinden davacının çalışma gücünün % 60'ını kaybedip etmediği yönünde rapor alınmalı, ... Kurulunun raporu ile anılan rapor arasında çelişki bulunması halinde, ... Kurumu Genel Kurulundan iki rapor arasındaki çelişkileri giderecek şekilde rapor alınarak, davacının çalışma gücünün % 60'ını kaybedip etmediği hususu tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenerek, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde ölüm aylığı şartlarının varlığı irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.