Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12247 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 13679 - Esas Yıl 2008





Davacı, ürün bedelinden yapılan tevkifat nedeniyle 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davacının 01.03.1996-17.08.2006 dönemine yönelik kısım yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar vermiştir. Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi T.. Ö.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, teslim edilen ürün bedellerinden 2926 sayılı Kanunun 36 ncı maddesine göre Bakanlar Kurulu kararı ile prime karşılık gelmek üzere yapılan tevkifatlara dayanılarak 01.05.1995 - 07.08.2006 (dava) tarihleri arasında zorunlu tarım Bağ - Kur sigortalısı olunduğunun tespiti istemine ilişkin olup; mahkemece yürütülen yargılama sonunda, 01.03.1996 - 17.08.2006 dönemi yönünden Kurumca gerçekleştirilen geriye dönük tescil işlemi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, geri kalan dönem yönünden ise davacı vekilinin feragatı nedeniyle istemin reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı olan 2926 sayılı Kanunun "Sigortalılığın başlangıcı ve zorunlu oluşu" başlığını taşıyan 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, "2 inci madde kapsamına girenler, on sekiz yaşını doldurdukları tarihi takip eden yıl başından itibaren sigortalı sayılırlar. Ancak, 7 nci maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden ay başından itibaren başlar.", ikinci fıkrasında, "Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz." hükmü öngörülmüş olup; sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir. Kişilerin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91 inci maddesi kapsamında feragat olanaksızdır ve açılan sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da vazgeçilemez. Davacı, ancak, anılan Kanunun 185 inci maddesinde düzenlenen hakkını kullanabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkını saklı tutarak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçebilir veya Kanunun 409 uncu maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir. Bu nedenle; inceleme konusu davada mahkemece 01.05.1995 - 01.03.1996 dönemine ilişkin olarak davadan vazgeçilemeyeceği davacı vekiline bildirilmeli, feragat beyanının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185 veya 409. maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı kendisine sorulmak suretiyle belirlenmeli, beyanın anılan anlamlarda kullanıldığı saptandığı takdirde duruma göre 185 veya 409. maddesinde öngörülen prosedür işletilmeli, aksi durumda ise, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yukarıda anılan döneme ilişkin olarak feragat nedeniyle istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.