Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12080 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8635 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş MahkemesiMahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davalıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle kesildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.Mahkemece uyulan bozma ilamında, “… araştırmanın dava konusu dönem belirtilmek suretiyle yapılması gereğinin gözetilmediği, ayrıca dosya kapsamında yer alan davacı ve boşandığı eşine ait diğer adreslerde emniyet araştırması yaptırılmadığı, yine, dava konusu dönem (23.05.2009- 22.02.2013 ve 23.10.2008-22.02.2013) belirtilmek suretiyle ...., medula sağlık sistemi ile davacı ve boşandığı eşinin davacı Kurum nezdindeki adreslerinin araştırılmadığı, biri dışında banka kayıtlarında yer alan adres bilgilerine de ulaşılmadığı” hususları belirtilmiş olup, bozma sonrası davacı ile eski eşin birlikte yaşadığından bahisle yersiz ödendiği iddia edilen dönemlerde gerek davacının ve gerekse de eski eşinin yerleşim yeri adreslerinde her ne kadar emniyet araştırması yapılmış ise de, dava konusu dönem yönünden yapılan araştırmanın yeterli olmadığı, tutanağın usulüne uygun düzenlenmediği anlaşılmakla, yeniden yazılacak müzekkereye tutanak içeriği konusunda kimlerden bilgi alındığı ile mümkün olduğu takdirde bu kişilerin isim ve imzalarının da yer alması gerektiği belirtilmeli, öte yandan bu yerlerde ikamet eden komşular (ihtilaflı dönemde, davacı ve eski eşin her bir ikamet adresindeki komşular) ayrı ayrı tespit edilip kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla beyanına başvurulmak suretiyle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.