Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11962 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13689 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği yine tam olarak yerine getirilmemiştir. Dairemizin önceki bozma ilamında belirtildiği gibi, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 26. maddesi olup, Mahkemece, sigortalıdaki meslek hastalığının oluşumunda davalının %63 kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.Sigortalının, davalı işveren yanındaki çalışmalarından önce, 08.04.1986-25.07.1986 tarihleri arasında ..... Şti. yanında, 28.07.1986-31.05.1988 tarihleri arasında ise..... yanında kaynakçı olarak çalışmalarının varlığı karşısında, Mahkemece, öncelikle sigortalının belirtilen işyerlerinde hangi ortamda çalıştığı, bu işyerlerindeki çalışmaların sigortalıdaki meslek hastalığı sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranına etkisi olup olmadığının belirlenmesi için sigortalı ile birlikte çalışan ve bu çalışmaları Kurum kayıtlarına geçen kişiler belirlenerek, çalışma ortamı konusunda bilgilerine başvurulmalı, meslek hastalığının, işin niteliğine göre tekrarlanan sebepler veya işin yürütüm şartlarına göre ortaya çıkan hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleri olduğu dikkate alınarak, meslek hastalığının engellenmesinde, iş güvenliği mevzuatına göre işverence hangi önlemlerin alınması gerekeceği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı irdelenerek; işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceği, çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığının da, işverenin önlem alma ödevini etkilemeyeceği, işverenin, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlü olduğu gerçeğinden hareketle, meslek hastalığının oluşumunda kusurun belirlenmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden bu doğrultuda kusur raporu alınmalı; kusur irdelemesinde, dava dışı işverenler yanındaki çalışmaların sigortalıdaki sürekli iş göremezlik oranına etkisi gözetilmeli, meslek hastalığında, işverenlerin bu konuda her türlü tedbiri almış olsa bile, işin ve işyerinin niteliği sebebiyle bu hastalığın ortaya çıkması ihtimali dikkate alınarak, belli orandaki bir kaçınılmazlıktan söz edilmesi gerekeceği de göz önünde bulundurulmalıdır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırmaya dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.2- 506 sayılı Yasa'nın 92. maddesi "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir." düzenlemesini içermektedir.Meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya gelir bağlandığı, gelir bağlama tablosunda ise 92. maddeye yer verildiği görülmektedir.Kurumun, sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda, Kurumun ödemediği veya ödeyemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasa'nın 92. maddesi uyarınca 15.07.2011 tarihi itibariyle yarıya indirildiğinin anlaşılması karşısında, gelirin başladığı tarih itibariyle % 50 üzerinden hesaplanması ve gelirin % 50’ye düştüğü tarihe kadarki dönemde fazladan yapılan % 50 oranındaki ödemenin de tazmini gereken değere eklenmesi gerekeceği ve bu şekilde belirlenen tutarın her halde 92. Madde uygulanmaksızın belirlenen gelirin ilk peşin sermaye değerini geçemeyeceği gözetilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.10. 2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.