Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11865 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13243 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, 02.01.1989-25.11.2009 tarihleri arasında davalı nezdinde aralıksız çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne davacının davalı işyerinde 10.09.1991-25.11.2009 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden 6471 gün çalıştığı bu çalışmalarının 1103 günlük kısmının davalı Kuruma bildirildiği, 5368 günlük çalışmasının davalı Kurum'a bildirilmediğinin tespitine, 10.09.1991 tarihinden önce geçen çalışmalarının hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki davada, davacının hizmet döküm cetvelinin incelemesinde talep konusu dönem içerisinde davalı işyerinde 10.09.1991 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği, 10.09.1991-19.12.2006 tarihleri arası kesintili olarak çalışmalarının davalı işyerinden bildirildiği, dava dışı 11045895 sicil nolu işyerinden 14.09.1999-08.10.1999 tarihleri arası 24 gün bildirimli çalışması olduğu, Mahkemece, bozma ilâmı gereğince talebe konu dönem boyunca resen çalışan bordrolu tanık dinlenmediği, tanıkların hizmet döküm cetvellerinin celp edilerek beyanlarının denetlenmediği, davalıya ait işyerinde mevsimlik mi, yoksa, sürekli mi çalışma yapıldığının net olarak belirlenmediği, işyerinde çalışmanın mevsimlik olup olmadığı, davacının çalışma süresi saptanmadan, eksik inceleme sonucunda karar verildiği anlaşılmaktadır.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkemece, önceki bozma ilamı gereğince, davalı şirketin sürekli mi, yoksa, mevsimlik mi çalıştığı araştırılmalı; eldeki davaya yönelik olarak, İlçe tarım müdürlüğü veya ziraat odasından incir, kayısı, üzüm, antepfıstığı, kiraz, vişne sezonunun ne zaman başlayıp sona erdiği hususu sorulmalı, elektrik ve su faturaları celp edilerek yıl içerisindeki elektrik ve su tüketimleri kıyaslanmalı, özellikle davalı işyeri ile husumeti bulunmayan, davalı işyerinde davacının çalışmalarını bilebilecek talebe konu tüm dönemi kapsar şekilde resen tespit edilecek bordro tanıkları dinlenilmeli, dinlenen bordro tanıklarının hizmet döküm cetveleri celp edilerek beyanları denetlenmeli, bozmadan önce dinlenen tanıklar ile bozmadan sonra dinlenecek tanık beyanları arasında çelişki olursa giderilmeli, varsa emsal kesinleşen dosyalarda gözetilerek böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı şirkete iadesine, 29.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.