Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11677 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10269 - Esas Yıl 2016
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiAsıl ve birleşen davalar rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ..., ..., ..... ..., ..., ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. ...-506 sayılı Kanunun .... maddesinin “İşveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimseler "…İşveren vekili" dir. Bu kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar.(Değişik: 14/.../1985 - 3203/... md.) İşveren vekili bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumludur….” hükmü gözetilerek, davalı ...’ın anılan yasal düzenleme kapsamında işveren vekili sıfatına sahip olup olmadığı, işyerindeki konumu araştırılarak açıklığa kavuşturulmalı. ...-506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran .... kişidir. Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir. İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise; asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır. Mahkemece, açıklanan hususlar çerçevesinde öncelikle bir kısım davalılar murisi ... ile davalı ... arasındaki asıl işveren taşeron ilişkisi olup olmadığı konusunda ayrıntılı ve denetlenebilir şekilde bir kusur raporu aldırılması gerekirken yazılı şekilde eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. ...-506 sayılı Yasa'nın .... maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ''İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır. (Ek:14.07.1999-4410/... md.) sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir.'' düzenlemesini öngörmektedir.Anılan yasanın 10. maddesine göre ise .... maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir. Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun .... maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ... ve 10.maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için; işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.Sigortalılardan .... hakkında usulüne uygun süresinde işe giriş bildirgesinin verilip verilmediği araştırılmalıdır. O hâlde mahkemece yapılacak iş, öncelikle davalılar arasında yapılan tüm sözleşme veyahut yazılı delil oluşturabilecek şekilde inşaata ilişkin yapı ruhsatı ve diğer yazılı belgelerden yola çıkılarak davalılar ... ile ... arasındaki hukuki ilişkinin net olarak belirlenmesi, daha sonrasında, ...’ın davalı ...’a ait işyerindeki konumu belirlenmeli ve inceleme konusu davada, 506 sayılı Yasa'nın .... ve 10. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı; sigortalının özlük dosyası (hizmet cetveli ile birlikte) celbedilip dosyadaki mevcut delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle, somut olayda 4447 sayılı Yasa ile değişik 506 sayılı Yasa'nın .... ve 10. madde koşullarının varlığı araştırılıp irdelenerek, varılacak sonuca göre, karar verilmesi gerekir. O hâlde davacı Kurum ile davalılardan ... mirasçılarından .... ..., ... ..., ... avukatları ve davalılar ..., ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..., ..., ..... ..., ... ve ...'a iadesine, 26.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.