Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11346 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10616 - Esas Yıl 2016
Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, 1479 sayılı Kanun kapsamında ... (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi) sigortalılığının tespiti istemiştir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 20/07/1989-10/01/1995 tarihleri arasında vergi kayıtlarının bulunduğu görülmektedir.24.07.2003 tarihli 4956 sayılı Kanun'un 47. maddesi ile 1479 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 18. maddede, "Bu Kanun'a göre sigortalılık nitelikleri taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu Kanun'a göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olan sigortalıların sigortalılıklarının bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kurum'a yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olan hesaplanacak prim borçlarının tamamını tebliğden itibaren bir yıl içinde ödemede bulundukları takdirde bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği” bildirilmiştir. Kanun'da, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başlaması için öngörülen tarihlerden itibaren, borçlanma hakkı belirtilen bu süreler dahilinde kullanılmalıdır. Bu süreler içinde borçlanma hakkının kullanılmaması halinde ise, sonrasında ... sigortalılığının tespitine olanak bulunmamaktadır. Bilindiği gibi, 1479 sayılı Kanun'da 506 sayılı ... Kanunu'nun hizmet tespitine ilişkin 79/10. maddesine koşut bir düzenleme bulunmamaktadır. Somut olayda vergi kaydına göre borçlanma yaparak primlerini yasal süre zarfında ödemediği anlaşılan davacının geçmişe yönelik sigortalılık elde etmesinin mümkün olmadığı ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir../..O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.