Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11288 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11943 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. ...-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak ... yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun .... maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun .... maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu, başlangıç alınmalıdır.İncelenen dava dosyasında, 20.09.2001-2009 Mayıs arası (askerlik dönemi hariç) ve 2010 Ocak-2011/ Şubat dönemleri arası davalı işverenler yanında çalıştığının tespitini istemiştir. Hizmet cetvelinde, 01.03.2006-10.03.2006 tarihleri arasında 10 gün dava dışı işyerinden bildirimleri bulunduğu, davalı işverenler ..... ile ... tarafından ise, 01.01.2007-20.05.2009 tarihleri arasında bildirimlerinin yapıldığı, Vergi kaydına göre, 01.01.2000-31.05.2005 tarihleri arasında, işverenler, ....., ..., ... tarafından, 01.06.2005 tarihinden itibaren ise ..... ile ... tarafından işyerinin işletildiği belirgindir. Mahkemece ise, 20.09.2001-20.08.2004 tarihleri arasındaki bildirimler yönünden hak düşürücü sürenin dolduğu, 01.01.2007 tarihinden itibaren ise bildirimlerin yapıldığı ve öncesi dönem yönünden ise askerlik sonrası çalışmalarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair hüküm tesis edilmiştir. Davacının, askerlikte olduğu tarihler arası hizmet sözleşmesinin askıda bulunduğu buna göre de davacının kesintisiz olarak ilk işverenler ....., ..., ... yanında askerlik öncesi ve sonrası çalıştığının belirlenmesi halinde hak düşürücü sürenin geçmeyeceği gözetilmelidir....-Kabul edilmeyen dönemler yönünden, davalılar, ..... ve ...’e ait işyerine ait dava konusu döneme ilişkin bordrolar Kurum’dan istenilmeli ve dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı Mahkemece dinlenilmeyen kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.