Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı iddiasıyla kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ve davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilâmına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı Kurum avukatının temyiz etmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Hakkındaki boşanma kararı 2002 yılında kesinleşen davacıya, davalı Kurumca ölüm aylığı bağlandığı, 2010 yılında gerçekleştirilen işlemle ölüm aylığının kesildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin .... fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa'nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun ...., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ...., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ...., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, adres hareketleri ilgili...Müdürlüğü’nden istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, özellikle Kurum Rapor’u öncesi döneme ilişkin seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Kolluk araştırması yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları adresleri yönünden anılan yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Mahkemece, kabule ilişkin verilen hüküm dairemizce yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de, Mahkemece bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeksizin yeniden davanın kabulüne dair hüküm tesisi edilmiştir. Mahkemece, dava tarihinden itibaren davacı ile boşandığı eşinin fiili beraberliğinin ortaya konulmasında; varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, bankalarda yer alan adres bilgileri celbedilmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden yeniden uyuşmazlık konusu dönemi aydınlatıcı geniş kapsamlı Kolluk araştırması yapılmalı ve uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları mahalde görev yapmış/yapmakta olan, muhtar ve azalar ile resen tespit edilecek kişilerden (köy imamı, çevre esnaf, komşular vb.) kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacı ve eşinin boşanmalarına ilişkin dava dosyası getirtilmeli, varsa velayet, ve çocukla kişisel ilişkinin nasıl kurulduğu hususları araştırılmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Kabule göre de, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş iken kabulüne denilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi de isabetsizdir.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.