Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10973 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18105 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi Tarihi : 24.08.2006No : 2004/1544-2006/687Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı A.. B.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, 23.6.1996 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıkları ve cenaze gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının 1479 sayılı Yasa'nın 63. Maddesi uyarıca davalılardan teselsülen tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalılardan A.. B..'ya dava dilekçesinin ilanen tebliğ edildiği, soyismi '' Bozuklulu '' olduğu halde ilanen tebligatta '' Bozoklulu'' yazıldığı, adres araştırmasının da bu soyismine göre yaptırıldığı, bu nedenle ilanen tebligatın geçersiz olup, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Anayasanın 36. ve HMK.'nun 27 (mülga HUMK’nun 73.) maddelerinde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre; mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka dava ve duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usulişlemidir. Bu nedenle tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve yönetmeliğin amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanması olup, kanun ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkelere göre, yöntemince taraf teşkili sağlayıp, tarafların sunacağı delilleri de topladıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.O halde, davalılardan A.. B..'nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün sair yönleri incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı A.. B..'ya iadesine, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.