Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10904 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 24893 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş Mahkemesi ..Davacı, hizmetlerinin ve yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde terditli olarak yaşlılık aylığının Kurum tarafından kesildiği ayı takip eden aybaşı itibariyle aralıksız devam ettirilmesi gerektiğinin tespitine, bu talebin de kabul edilmemesi halinde yaşlılık aylığının dava tarihinden itibaren devam etmesi gerektiğinin tespitine ve ayrıca dava tarihine kadar ödenmiş olup da yersiz ödendiği iddiasıyla yaşlılık aylıkların iadesinin istenmesine yönelik Kurum işleminin de iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacının, 02.07.2011-19.05.2012 tarihleri.... Ltd. Şti. ait işyerinden bildirilen 199 günlük çalışması fiili olmadığı gerekçesiyle iptal edildiği ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığın da iptal edildiği, Kurum görevlileri tarafından düzenlenen söz konusu rapora göre, ilgili şirkete ait işyerinden bildirilen sigortalı sayısının çok fazla artış göstermesi üzerine inceleme başlatıldığı, fiili denetim sırasında beyanda bulunan şirket ortağı ..., Kuruma bildirim yapılan şahısların bir çoğunun çalışmadığını, yine diğer ortak ...ise, olaydan işyerine Kurum icra memurları geldiğinde haberdar olduklarını, adına bildirim yapılan bir çok kişinin çalışmadığını, bu gerçek dışı bildirimleri kendi şirketlerinin muhasebe işlemlerini yapan ... ...'nün oğlu olan...'nün yaptığını belirttiği, Kurum görevlilerine yine ilgili şirketten adına bildirim yapılan bazı şahıslar beyanlarında, işyerinde çalışmadıklarını, ... tarafından para karşılığı sigortalı gösterildiklerini belirttikleri, bazı şahıslar ise çalıştıkları yönünde beyanda bulundukları, şirketin kayıtları incelenerek ve şirket ortakları tarafından liste halinde Kuruma sunulan ve işyerinde çalışmadığı belirtilen şahısların bilgileri karşılaştırılarak davacının da içinde bulunduğu 58 kişinin bildirimlerinin iptal edildiği, anlaşılmaktadır.5510 sayılı Kanun’un 92. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında dava konusu somut olayda; işyerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, çalışma olgusunun gerçekliği yöntemince araştırılmalı, dinlenenler dışında işyerinde anılan dönemde bildirilen ve sigortalılıkları iptal edilmeyen kişiler ile aynı çevrede iş yapan başka işverenler veya bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolu kişiler, komşu işyeri tanıkları re’sen saptanarak dinlenilmeli, aynı zamanda şirket ortağı olan ...ile diğer ortak ... ...'ın beyanları alınmalı, tanıkların beyanları arasında varsa çelişki giderilmeye çalışılmalı, Kurum müfettişlerince (sigortalılığın tespitine ilişkin rapor dışında) inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, yapılmışsa belgeler getirtilmeli, söz konusu denetim sonrası ceza davası olup olmadığı araştırılmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak eylemli çalışma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği tüm açıklığıyla belirlenmeli, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.