Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10793 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9640 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davalı ... adına bildirilen çalışmaların davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1)Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1' inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik tespit ve aidiyet davalarının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğu gözetilerek, davacının iddiasının gerçekliğinin resen araştırma ile saptanması gereklidir. Eldeki dosyada, davacı 01.07.1988-31.08.1990 tarihleri arasında çalışmaların kendisine aidiyeti istemli açmış olduğu davada mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece yapılacak iş, davalı ...’e ait iptal-ipka işlemi yapılan sigorta sicil numarasında (...) geçen çalışmaların davacıya ait olduğunun iddia edilmesi nedeniyle çalışmaların geçtiği dönemdeki işyerlerine ilişkin dönem bordoları, işyerleri dosyası celbedilmeli, bu işyerlerindeki bordo tanıklarının beyanlarına başvurulmalı, beyanlar arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, işyerlerinden verilmiş işe giriş bildirgesi olup olmadığı araştırılmalı varsa işe giriş bildirgesindeki imzaların davacıya aidiyeti araştırılmalı gerekirse imza incelemesi yaptırılmalı, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, davacının talep konusu dönemde vizite kağıdı alıp almadığı araştırılarak bu belgelerde olabilecek imzalar, fotoğraflar incelenmeli, nüfus kayıtlarından hayatta olduğu anlaşılan ...’lerin dava konusu hakkında bilgilerine başvurulmalı, vefat ettikleri anlaşılanlar yönünden de araştırma yapılmalı, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir. 2)21.05.2014 günü açılan davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma re'sen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında fer'î müdahil olarak katılan Kurum'un, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.6552 sayılı Kanun ile ilgili olarak öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan hükümet teklifinde, söz konusu düzenleme 54. madde olarak yer almış, izleyen 55. maddede “5521 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.” denildikten sonra “7'nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü Geçici 3. madde olarak öngörülmüş, ancak yasalaşma aşamasında anılan Geçici madde çıkarılıp 6552 sayılı Kanunda bu türden düzenlemeye yer verilmemiştir.Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usûlü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 447/2. maddesinde, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı, 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağı açıklanmıştır.Şu durumda, hizmet tespiti davalarında Kurumun feri müdahilliğine ilişkin hükmün geçmişe yürütüleceği yönündeki düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmemiş olması, ayrıca ve özellikle yukarıda değinilen 448. madde kapsamında, Kurum bakımından taraf oluşumu gerçekleştiğinden tamamlanmamış işlemden söz edilemeyeceğinin de belirgin bulunması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açıktır. Dava tarihi itibariyle, 11.09.2014 gününden önce açılan davada davalı Kurumun fer'î müdahil olarak benimsenmesi olanağının olmamasına göre, davalı kurumun fer'î müdahil olarak kabulü, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.3)Dosya içerisinde yer alan davalı ...’e çıkan gerekçeli karar tebliğinde davalının 20 gün önce vefat ettiği görülmektedir. Davalının yargılama aşamasında, davanın açılmasından sonra ancak karardan önce vefat ettiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 55. maddesi uyarınca, "Taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya reddetmemiş ise bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.”.Diğer taraftan, dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, TMK.’nun 28/1 maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davaları, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, davacıya mirasçıların tespiti ile HMK’nın 124. maddesi gereğince davaya dâhil edilmeleri için süre verilmesi, davaya dâhil edilen mirasçıların gösterdiği deliller toplanmalı ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Mahkemece, açıklanan bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalılardan Kurum vekili ve ...’in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı ...'e iadesine, 28.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.