Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10718 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7927 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi : . Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, 01.11.2008 tarihi sonrası işyeri hekimi olarak çalışmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtilen şekilde davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı A.Ş. dışındaki davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi...enlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır.(HMK 1. Madde)Dosyadaki belgelerden, ...Kurulunun hazırladığı müfettiş raporuyla, 2008/11 ile 2010/7. ay arasındaki dönemde davalı şirkette işyeri hekimi olarak çalışırken aynı zamanda ...'na bağlı olarak doktorluk görevini ifa ettiği tespit edilen davacıya fazladan döner sermaye ve maaş ücretleri ödendiğinin anlaşıldığı, ilgili ücretlerin tahsili amacıyla da Sağlık Bakanlığı tarafından hakkında genel mahkemede dava açılan davacının 01.11. 2008 sonrası dönemde davalı şirkette işyeri hekimi olarak çalışmadığının tespiti amacıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı ...’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde, bu Kanunun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre; talebe konu dönemde davalı şirketten hakkında herhangi bir hizmet bildirimi yapılmayan davacının talebinin esas olarak, hakkında davalı bakanlık tarafından yürütülen soruşturmaya konu hazırlanan teftiş raporuna istinaden yapılan kurum işleminin iptaline yönelik olduğ ilgili ve uyuşmazlığın çözümünde ne 506 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yerinin bulunmaması karşısında, sözü edilen uyuşmazlıkla ilgili sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli olmadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu uyuşmazlığın, idari yargının görev alanına girdiği gözetilip, dava şartlarından olan yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK’nun 114/1-b ve 115. Maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilip yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.O hâlde, davalı A.Ş dışındaki davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.