Mahkemesi : . İş Mahkemesi Dava, meslek hastalığı nedeniyle uğradığı % 30 sürekli işgöremezlik oranı üzerinden gelir almakta iken 18.04.1994 tarihinde vefat eden muris üzerinden davacıya ölüm geliri bağlanması ve biriken ölüm aylıklarına mahsuben alacağın tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüyle davacıya ölüm geliri bağlanmasına ve taleple bağlı olarak alacağın tahsiline karar verilmiştir.Hükmü, tarafların avukatlarının temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddine; 2-) Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 20/3 maddesi, “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.” hükmünü getirmiştir. Öte yandan 506 sayılı Kanunun, “Zamanaşımı ve hakkın düşmesi” başlıklı 99/1. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıkların, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda olanların gelir ve aylıklarının, yazılı istek gününü izleyen aybaşından itibaren başlayacağı öngörülmüş, diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren “Zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans” başlığını taşıyan 97/1. maddesinde ise bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı günden itibaren 5 yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı açıklanmıştır.Şu durumda, 99/1. madde gereğince 5 yıl içinde istenmediğinden tümüyle zamanaşımına uğrayan gelir ve aylığın, ancak yazılı başvuru tarihini izleyen aybaşından itibaren ve geriye dönük olmamak üzere bağlanabilmesine karşın 97/1. maddede, gelir ve aylığın 5 yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı belirtilerek her bir gelir ve aylık için 5 yıllık zamanaşımı süresi benimsenmiş, 99/1. maddede yer alan, gelir ve aylıkların yazılı talep gününü izleyen aybaşından itibaren başlayacağı yönündeki hükümden tamamen farklı düzenleme yapılmış olmakla buna göre hak sahipleri bakımından lehe olan 5510 sayılı Kanunun 97. madde hükmünün uygulanması gerekmektedir.Ayrıca önemle belirtilmelidir ki, hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.Yapılan açıklamalar çerçevesinde, davacıya bağlanması gereken ölüm gelirinin başlangıç tarihi infazda tereddüt ve kuşkuya yer verilmeksizin belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenleridir.O hâlde, tarafların avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.