Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, 01.01.2009 tarihinden sonra iptal edilen sürelerde 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağkur sigortalısı olduğunun ve 01.02.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu olayda; davacının 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığı nakliye faaliyeti nedeniyle vergi kaydına istinaden 14.07.1987 tarihi itibarıyla 23.12.1998 yılında başlatıldığı, yine davacının 01.01.2009 tarihinden itibaren gayrimenkul kira geliri nedeni ile vergi kaydına istinaden 1479 ...başlatıldığı, davacının 28.07.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasa kapsamında prim borçlarını yapılandırarak 27.053,00TL ödeme yaptığı, sonraki tarihlerde de prim ödemelerinin bulunduğu, davalı Kurum tarafından gayrimenkul kira geliri sebebiyle yapılan ... sigortalığının 1479 sayılı Yasa kapsamında geçerli olmadığından iptal edilerek 9257,88 TL ödemenin fazla ödeme olarak kaydedildiği, davacının tarımsal faaliyeti nedeni ile çeşitli kurum ve kuruluşlara sattığı ürün bedelleri üzerinden 16.07.2005, 07.08.2005, 11.06.2006, 30.07.2009, 17.08.2009, 21.07.2010, 16.07.2011, 23.07.2011 ve 26.07.2011 tarihlerinde ... prim tevkifatı yapıldığı, davacı tarafından 01.01.2009 tarihinden sonra iptal edilen sürelerin 1479 sayılı Kanun kapsamında ... sigortalısı olduğunun ve 01.02.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti talep etmiş Mahkemece, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle prim tevkifatı yapıldığı, prim borcunu ödediği, 1479 sayılı Kanunun geçici 10. maddeki şartları taşıdığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanaklarından olan ve 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24’üncü ve 25’inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 günü yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve ...gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usûlüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956 sayılı Kanunun 14’üncü maddesiyle değiştirilen hükümle zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise Esnaf ve.. Sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir.5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi gereğince, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar zorunlu sigortalı sayılırlar.5510 sayılı Yasa'nın 50. maddesi, “İsteğe bağlı sigorta; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tâbi olmalarını sağlayan sigortadır.İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye'de ikamet edenler ile Türkiye'de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından; a) Bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak, b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak, c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak, d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak şartları aranır.” aynı kanun 51 maddesi, "İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlar." hükümlerine amirdir.Somut olayda; 01.01.2009 tarihinden itibaren ... (kira geliri) nedeni ile davalı Kurum tarafından iptal edilen ... sigortalılık sürelerinin, 1479 sayılı Kanun kapsamında bağımsız çalışma olarak kabul edilemeyeceğinden, uyuşmazlık konusu dönemde zorunlu sigortalılık şartlarının mevcut olduğundan bahsedilemez. Davacının 6111 sayılı Yasa kapsamında 28.07.2011 tarihinde ve sonraki tarihlerde prim ödemesinin bulunduğunun görülmesi nedeniyle; uyuşmazlık konusu 01.01.2009-23.01.2013 dönemine ilişkin primlerin ödenip ödenmediği konusu usûlünce araştırılmalı, varlığı halinde prim ödemelerinin, ödeme tarihinden sonraki dönem için, ödeme tarihini takip eden günden itibaren esas alınmak suretiyle, her bir primin ödendiği tarihten itibaren karşıladığı süre kadar isteğe bağlı sigortalı sayılması gerekeceği gözetilmelidir. Aksi durumda davacının talebinin 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu ... sigortalılığının tespitine ilişkin olması, tarım bağkur sigortalılığının tespitine ilişkin talebinin bulunmaması ve gayrimenkul kira geliri nedeniyle yapılan prim ödemelerin 1479 sayılı Kanun kapsamında ...sigortalısı sayılmayacağı gözönüne alınarak talebinin reddine karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.