Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1058 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 16706 - Esas Yıl 2016





Dava, haczin kaldırılması ile yaşlılık aylığından yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır../..Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacının talebi yaşlılık aylığına konulan haczin iptali ile yapılan kesintilerin iadesine yönelik olup, mahkemece her ne kadar “söz konusu ödeme emirlerinin davacıya 19/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine davacının emekli maaşı üzerine 13/03/2015 tarihinde haciz işlemi uygulandığı, davanın haciz işleminin uygulandığı 13/03/2015 tarihinden ya da haciz kesintisinin yapıldığının davacı tarafından beyan edildiği 28/04/2015 tarihinden itibaren gerekse de ödeme emrinin tebliğ edildiği 19/02/2014 tarihinden itibaren 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde öngörülen 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, davacının söz konusu davayı 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde öngörülen 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 10/02/2016 tarihinde açtığı anlaşıldığından, davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi cihetine gidilmiş” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, hak düşürücü sürenin ödeme emri iptali davasında söz konusu olduğu, haczin iptali davasında, hak düşürücü süre yönünden mevzuatta herhangi bir düzenleme bulunmadığı belirgin olup, mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.