Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10467 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 498 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacı Kurum, 25.06.1998 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelir, 308,40 TL geçici işgöremezlik geliri ve 511,55 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 34.021,85 TL’den, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 23.815,40 TL’yi 506 sayılı Kanun’un 26/1'inci maddesi uyarınca davalıdan rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, gelirin ilk peşin sermaye değeri 12093,19 TL ve SYZ 227,36 TL olmak üzere 12.320,55 TL’nin davalının % 70 kusuruna isabet eden miktarı davadan önce ödendiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Davacının aynı konuya ilişkin, 30.11.2001 tarihinde, 34.021,85 TL Kurum zararından fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 17.010,92 TL’’nin tahsiline yönelik, davalı Kooperatif aleyhine, Asliye (İş) Mahkemesine açtığı davada Mahkemenin 26.12.2003 tarih ve .../...E-.../... K sayılı kararı ile % 70 davalı kusuruna göre davanın kısmen kabul edildiği, Yargıtay ... Hukuk Dairesinin 28.04.2005 tarih ve .../...-... sayılı ilamı ile hesap yönünden kararın bozulduğu, Mahkemece, bozma sonrası .../... esas sayılı dosya numarası üzerinden yapılan yargılamada, 10.05.2006 tarihli karar ile % 70 davalı kusuruna göre davanın kısmen kabul edildiği, Yargıtay ... Hukuk Dairesinin 14.04.2007 tarih ve .../...-.../... sayılı ilamı ile yine hesap yönünden kararın bozulduğu, Mahkemece, bozma sonrası .../... esas sayılı dosya numarası üzerinden yapılan yargılamada, 31.03.2009 tarihli karar ile takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve kararın 30.06.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Dosya içeriğinden, sigortalının iş kazası sonrası, % 26,2 oranında sürekli iş göremez hale geldiği, 29.06.2001 onay tarihli 12.093,19 TL peşin sermaye değerli gelir ve 227,36 TL SYZ bağlandığı, Kurumdan gelen yazı cevabında, Asliye (İş) Mahkemesinin 26.12.2003 tarih ve .../... E-.../... K sayılı kararına istinaden, İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı icra takibine başlanıp, 8.524,31 TL asıl ve 1.666,69 TL faiz olmak üzere, toplam 10.191,00 TL tahsil edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 26. maddesi olup, kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa'nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Bu kapsamda, her ne kadar mahkemece dava konusu gelirin ilk peşin sermaye değeri ve SYZ’nin toplamı olan 12.320,55 TL’nin, davalının % 70 kusur oranına isabet eden miktarın ödendiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, gelirin ilk peşin sermaye değeri ve SYZ’nin toplamı olan 12.320,55 ve davacının talep ettiği geçici iş göremezlik geliri ve tedavi gideri olmak üzere toplam Kurum zararının 13.140,50 TL olduğu, davalının % 70 kusur oranına isabet eden miktarın ise 9.198,35 TL olduğu, davalı tarafça ödenen asıl borcun ise yalnızca 8.524,31 TL olduğu anlaşılması karşısında, dava dosyası içerisinde bulunmayan tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik ödeneklerine ilişkin belge ve bilgiler Kurumdan celbedilip, sonucuna göre davacının ödediği miktarın, davalının kusur oranına isabet eden miktarı karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK.) 297. maddesinin b bendinde (Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesinde) tanımlanan unsurları taşıması ve “tarafların kimliklerini...” kapsaması yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gerekmekte olup, davalı Kooperatif’in tasfiye memurlarının davalı olarak karar başlığında gösterilmiş olması isabetsizdir.Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma, inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.