Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10359 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23121 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Van İş MahkemesiTarihi : 18.09.2013No : 2012/799-2013/372 Dava, 01.02.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının ve aylıkların yasal faiziyle ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçe ile davanın kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dava dilekçesinden 01.02.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılan davacı, Kurum yanılttığı için 01.02.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmadığını belirterek, yaşlılık aylığının 01.02.2011 tarihinden itibaren bağlanması gerektiğinin tespiti ile birikmiş aylıklardan 1000,00 TL’nin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, öncelikle, davacının Kuruma verdiği dilekçeleri de içeren Kurum nezdindeki şahsi sigorta dosyası tümüyle getirtilmelidir. Bilindiği gibi, yaşlılık aylığının bağlanması için aylık talebini içeren yazılı başvuru gerekir. Davacının 29.11.2010 tarihli dilekçesi getirtilip, içeriği denetlenmeden karar verilmiş olması, isabetsizdir. Ayrıca, dosyadaki mevcut deliller incelendiğinde, doğum tarihi 01.01.1965 olan davacının, 01.06.1981 tarihinden itibaren sigortalı olarak tescili bulunup, uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 60-G maddesi gereğince sigorta başlangıcının 18 yaşını tamamladığı 01.01.1983 tarihi olacağı gözetildiğinde, yaşlılık aylığı için 506 sayılı Yasanın geçici 81. maddesinin B-d bendi gereğince 25 yıl sigortalılık süresi, 47 yaş ve 5150 gün prim şartına tabi olacağı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu husus araştırılmadan karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. 2-Kabule göre de; davalı Kurum harçtan muaf olduğu halde, yargılama giderleri içinde yazılı harçtan sorumlu tutulmuş olması, isabetsiz bulunmuştur. Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.