Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10341 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9425 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı Kurum işleminin iptali ile aylığın, kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, gerekçesinde belirtilen şekilde, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dairemizce, 01.12.2014 tarih 2014/22040 Esas 2014/25504 Karar sayılı ilamla, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesis edilmesi nedeniyle bozma kararı verildiği, Mahkemece de bozma ilamına uyulması yönünde hüküm tesis edildiği halde, bozma ilamının gereğinin usul ve yasaya uygun şekilde yerine getirilmediği görülmüştür.Eldeki davada;...hazırlamış olduğu rapora göre davacının kayıtlı yerleşim yeri adresine gidildiğinde, boşanılan eşin ailesine ait olan ve sadece aile üyelerinin oturmakta olduğu, üç katlı ve giriş katında ortak tek zili bulunan apartmanın birinci katında, davacının oturduğu, çevreden yapılan soruşturma neticesinde tanzim edilen tutanakla, davacının boşandığı eşi ile aile apartmanının birinci katında birlikte yaşadıklarının tespit edildiği; Kuruma ihbar dilekçesi gönderen davacının kız kardeşinin, yazılı ve imzalı beyanlarına uygun olarak, davacının boşandıktan sonra 09.02.2010 tarihinde boşandığı eşi ile müşterek çocuklarının doğduğu; kolluk tarafından tanzim edilen tutanakların ise kendi içinde çelişkili olduğu hususları da dikkate alınarak; mevcut halde mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya arasında bulunan bilgi ve belgeler mahkemenin gerekçesi ile örtüşmediği gibi eksik incelemeye dayanmaktadır.ahkemece yapılacak iş; artık davacı ile boşandığı eşinin fiilen birlikteliklerini sürdürdükleri yönünde, şüphe oluşturan bilgi ve belgeler bulunduğunun kabulü ile, Kurum tarafından tanzim olunan denetim raporunun aksi ispat oluncaya değin geçerli belgelerden olduğu gözetilmek suretiyle; davacı ve eşinin ayrı ayrı Adres Bilgileri Geri İzleme Raporu, Nüfus Müdürlüğünden alınarak davacı ve eşinin kayıtlı adresleri dava konusu dönem yönünden irdelenmeli ve davacı ile eşinin kayıtlı adresleri yönünden ayrı ayrı bu kez geniş kapsamlı, titizlikle ve gerekirse bilgi edinilen şahısların isim yada sıfatları da tutanağa eklenmek suretiyle yeniden Kolluk araştırması yapılmalı, beyan edilen adreslerde fiilen oturup oturmadıkları, birlikte yaşayıp yaşamadıkları araştırılmalı; dava konusu dönem içerisinde görev yapan mahalle muhtar ve azalarının kanaat edinmeye yetecek sayıda tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, çelişki oluşursa giderilmeye çalışılmalı; medula sisteminde davacı ve eşinin kayıtları araştırılmalı; dava konusu dönem esas alınarak davacının ve eşinin ayrı ayrı kayıtlı adresleri itibariyle, ilgili oldukları seçim kurullarından 2008 yılından itibaren talep sonuna kadar icra edilen seçimlere ilişkin ayrıntılı seçmen bilgi kayıtları dosya arasına alınarak adres, sandık, sıra noları karşılaştırılmalı; böylece “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.