Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10247 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16221 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Bandırma 1. Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTarihi :11.04.2013No :2011/77-2013/170 Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu usul hukuku değil, dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk meselesidir. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme dava konusu hakkın esasına girip karar veremez. Davayı sıfat yokluğundan reddetmesi gerekir. Davacı olma sıfatı dava konusu hakkın sahibine, davalı sıfatı ise sübjektif hak kendisinden istenebilecek kişiye aittir. Kuşkusuz bu hak sözleşmeden, haksız fiilden, sebepsiz iktisaptan veya Kanundan doğabilir. Somut olay, 30.01.2008 tarihinde S..L... isimli işyerinde karbonmonoksit zehirlenmesi neticesinde sigortalı A..Ö..'nün vefat etmesi sonucu hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerli gelirin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, vefat eden Kurum sigortalısı A..Ö.. aynı zamanda işveren kabul edilerek davalının işveren sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan inceleme araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.Dava konusu olay nedeniyle vefat eden Kurum sigortalısı A.Ö..'nün özellikle 10.01.2007- 30.01.2008 tarihleri arasında sigorta sicil numaralı işyerinde çalıştığı Kurum kayıtlarından anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikli olarak vefat eden sigortalı Ahmet'in çalışması olduğu gözüken sicil numaralı işyerinin sahibi sıfatıyla dinlenmeli, ayrıca davalı ile Ahmet arasında 2007-2008 yıllarını kapsayan işletme sözleşmesi bulunup bulunmadığı, söz konusu işletme nedeniyle Ahmet tarafından yapılmış resmi işlemler bulunup bulunmadığı,tarafların delilleri de toplanarak davalının işveren sıfatı bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.