Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10225 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16046 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Afyonkarahisar İş Mahkemesi Tarihi : 02.07.2013No : 2011/1285-2013/426 Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davaya konu olayda; K... A.. ve P..Y.. elemanları inşaat N...T..H..San. Ltd. Şti.'yi temsil ve ilzama yetkili müdürü olan davacı hakkında, anılan şirketlerin prim borçlarından dolayı davaya konu ödeme emrinin tanzim anlaşılmaktadır. Ticaret sicil kayıtlarına göre, davacının anılan şirkette 25.03.2010 tarihinden itibaren temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü ve şirket ortağı olduğu, ortaklık payını 09.02.2011 tarihinde devrettiği ayrıca temsil ve ilzam yetkisine sahip şirket müdürü sıfatının da aynı tarihli ortaklar kurulu kararı ile sona erdiği ve bu durumun 16.02.2011 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı anlaşılmakta olup, temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki dönem yönünden, prim alacaklarına ilişkin olarak 506 sayılı Yasanın 80. maddesi ile getirilen özel nitelikteki düzenleme davanın yasal dayanağıdır. Bu maddeye göre, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Bu özel düzenleme karşısında, davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki dönemde muaccel hale gelen şirketin borçlarından işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı anılan Yasa gereğidir. Ancak, davacının temsil ve ilzam yetkisinin kalktığı 09.02.2011 tarihi sonrasında limited şirket ortağı da olmadığı anlaşılmakla, bu dönemden sonrasına yönelik olarak 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi gereği sorumluluğu bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece, davacının ortaklık sıfatı ve şirkette temsil- ilzam yetkisinin kalktığı 09.02.2011 tarihi öncesinde 2011 yılı 1. ayına ilişkin prim borçlarının bu ayı takip eden 2. ayda muaccel hale geldiği de gözetilerek, davacının ödeme emrine konu 2011 yılı 1. ayına ait prim borçlarından 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi çerçevesinde sorumluluğu bulunduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.