Dava, İş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan harcama ve ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Peşin değer, gelecekte ödenecek gelirlerin, yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak hesaplanan tutarını ifade etmekte olup; davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesi, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle yapılan ödemeler yanında, bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin, maddenin öngördüğü koşullara bağlı olarak, işveren, ya da, üçüncü kişilerden tazmini olanağını öngörmüştür. İş kazası sonucu ölüm nedeniyle, bağlanan peşin sermaye değerli gelirin hesabındaki temel unsurlardan olan gelir bağlama oranındaki değişim, 506 sayılı Yasanın 96/3 maddesindeki ayrık durum dışında, bağlanan peşin sermaye değerli gelir ile buna bağlı olarak tazmini gereken tutarın da değişmesine neden olduğundan; tazmin sorumluluk sınırlarının, gelir bağlama oranındaki değişim gözetilerek belirlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır.Gelir bağlama oranındaki artışa bağlı olarak değişime uğrayan gelir, başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan gelir bağlama oranındaki değişim karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen gelir bağlama oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle sonradan değişen (artan) gelir bağlama oranına göre belirlenmesi ve gelir onay tarihinin de ilk onay tarihi olarak alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Tazmin sorumlusunun tazminle yükümlü bulunduğu miktarın tespiti ve mükerrer ödemenin önlenebilmesi için; artan gelir bağlama oranı gözetilerek belirlenen (uyarlanan) ilk peşin sermaye değerli gelir tutarından, gelir bağlama oranının artış tarihine kadar, daha düşük olan gelir bağlama oranı nedeniyle yapılmış olan ödemeler ile gelirden çıkan hak sahibine yapılan fiili ödemelerin düşülmesi zorunluluğu bulunmaktadır.18.03.2003 tarihli iş kazasına bağlı olarak, hak sahiplerine,23.03.2003 tarihinden itibaren 23.12.2004 onay tarihli peşin sermaye değerli gelir bağlanmışken; sigortalının hak sahibi kızının gelirden çıkması sonucu 17.01.2004 tarihinden itibaren hak sahibi eşin gelir bağlama oranının yükseldiği anlaşılmaktadır.Dava konusu edilen peşin sermaye değerli gelirin, tazmini mümkün tutarının, gelir bağlama oranındaki artışa bağlı olarak, yukarıda sıralanan ilkeler ışığında belirlenmesi gereği üzerinde durulmaksızın, hak sahibi eşe bağlanan gelirin 23.03.2003 tarihindeki ilk gelir bağlama oranına göre belirlenen gelirin peşin sermaye değeri esas alınarak, davalının tazminle sorumlu olduğu miktarın belirlenmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.