Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1009 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23212 - Esas Yıl 2012





.... Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacı, 17.10.2007 – 06.10.2010 tarihleri arasında davalılardan işverene ait işyerinde aralıksız çalıştığı iddiasıyla, diğer davalı Kuruma bildirilmeyen sürelerin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yaşlılık aylığı almakta olan davacının ancak sosyal güvenlik destek primi ile çalışabileceği, bu çalışmalar için hizmetlerin birleştirilmesine ilişkin hükümlerin de uygulanamayacağı, dolayısıyla davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.506 sayılı Kanunun 63/A bendi hükmüne göre yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları bu çalışma olgusuna dayalı ve onunla sınırlı olarak kesilmektedir. Ancak aynı Kanunun 63/B bendi kapsamında sigortalının istemi bulunması halinde sigortalı adına sosyal güvenlik destek primi ödenerek veya sigortalı adına tüm sigorta kollarından prim ödenmesi durumunda bunun sigortalının aylığı kesilmeden çalışma tercihini gösterdiği kabulüyle aylığı kesilmeden çalışmaya devam etmesi mümkündür. Öte yandan; davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’nci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’ncu maddesi olup; anılan Kanunun 6’ncı maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Sigortalı ister sosyal güvenlik destek primi, isterse tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışsın, Kanunun öngördüğü belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olması, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilmez ve kaçınılmaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Bu statüye Kurumun prim tahakkuk ettirmesi, sigortalının iş kazası geçirmesi veya meslek./..-2- hastalığına yakalanması halinde kendisi ya da hak sahiplerine gelir bağlanması gibi çeşitli sonuçlar bağlanmıştır. Bu sonuçlar kapsamında davacının bildirim yapılmayan dönemlerdeki çalışmalarının tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu ve aksinin kabulü halinde yaşlılık ya da emekli aylığı alan kişilerin sigortasız çalıştırılabileceği gibi sosyal güvenlik hakkının zorunlu ve vazgeçilemez niteliğine aykırı bir sonuç çıkacağı açıktır. Mahkemece, işin esasına girilerek;Kuruma verilmiş dönem bordrolarında kayden çalışması görünen bordro tanıkları re’sen belirlenerek beyanlarına başvurulmalı; davacı tarafından işverene karşı işçi alacaklarına ilişkin olarak açılan dava dosyası incelenmeli, işyerinde Kurum tarafından yapılmış tespit ve müfettiş raporu bulunup bulunmadığı araştırılmalı, komşu işyeri çalışan ve işyeri sahipleri zabıta marifetiyle tespit edilerek resen tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmalı, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, ve deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik inceleme, araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.