Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9968 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 7766 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: HACIBEKTAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 24/12/2010NUMARASI: 2008/5-2010/154Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 30.11.2007 tarihinde davalı ile evlendiklerini, kendisine bakacağını ve eş olacağını söyleyip karşılığında taşınmaz, altın ve para talep etmesi üzerine kayden malik olduğu 148 parsel sayılı taşınmazını Ölünceye Kadar Bakım karşılığı davalıya devrettiğini, ancak davalının bakım borcunu yerine getirmeyerek evi terkettiğini ileri sürerek, tapu iptal ve adına tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davacının kusurlu davranışları sebebi ile edimini yerine getiremediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddiaların ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi; .. .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1925 doğumlu olan davacı ile 1948 doğumlu olan davalının 30.11.2007 tarihinde evlendikleri, davacının 148 parselde kayıtlı kerpiç ev ve ahır vasıflı taşınmazını tapuda ölünceye kadar bakma akti ile davalıya temlik ettiği, 10.06.2008 tarihinde açtığı boşanma davasının ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verildiği ve dereceattan geçerek 30.11.2010 tarihinde kesinleştiği, evliliğin ilk haftasında evi terkederek bakım borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek davacının eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; Ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.nun 511. maddesinde, “kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit” olarak tarif edilmiştir.Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekirki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 5l7. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.Öte yandan, BK.nun 517/son maddesi hükmüne göre; Hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re’sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir.”Uyuşmazlığın değinilen hüküm (BK.nun 517/son maddesi) uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.Somut olayda; davalının yargılamanın belli bir aşamasından sonra ortada olmadığı, yenileme dilekçesi ile gerekçeli kararın Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre davalıya tebliğe çıkartıldığı, çekişme konusu taşınmazın ölünceye kadar bakım karşılığı temlik edildiği halde, davalının bakım borcunu yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle, 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.