Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 996 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12353 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: TİRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 13/07/2006NUMARASI: 2006/48-385Taraflar arasında görülen davada;Davacı,kayden maliki olduğu .parsel sayılı çaplı taşınmazına davalı tarafından dere yatağının değiştirilmesi sonucu toprak kaybına sebebiyet verildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, dere yatağının kaldırılması ve eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, dere yatağını değiştirmek veya dere ıslah çalışması yapmadıklarını, dere yatağının organize sanayi bölgesi kurumu tarafından yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının bayındırlık hizmeti sonucu zarar verici davranışlarından doğan talepler idare hukuku alanını ilgilendirmekte ve bu hususta idarenin sorumlu olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğinden idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve eski hale getirilmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verilmiştir.Davacı, Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmak suretiyle bu davayı açmış, davalı idarenin (Belediye) tutumundan kaynaklanan nedenlerle kendisine zarar verildiğini ileri sürmüştür. Davalı savunmasında dava konusu taşınmaza herhangi bir müdahalesinin olmadığını bildirmiştir.Bilindiği gibi mülkiyet hakkının içeriğini düzenleyen Medeni Kanunun 683.maddesine göre; bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma hak ve yetkisine sahiptir. Taşınmaz maliki, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir. Somut olayda ileri sürülen iddia davalı idarenin eyleminin hizmet kusuru değil, davacının çaplı taşınmazından gereği şekilde yararlanmasını önleyecek biçimde muaraza yarattığı şeklindedir. Öyleyse iddianın ileri sürülüş ve içeriği itibariyle mülkiyet hakkına dayalı olduğu ve çekişmenin adli yargıda çözümlenmesi gerekeceği gözetilerek iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere yasal olmayan gerekçelerle hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.